YA KÜÇÜK KANIŞ, YA KÜÇÜK ALDANIŞ, O NEDİR

Y

Kadınların, kızların başı açık gezmelerini, kadınlı-erkekli toplumu, ortak toplantıları, iş yerlerinde kadınlı erkekli çalışmayı, batılı düşünce ile her ama ne olur ise olsun her şeyi tartışabilmeyi, haremlik-selamlık olmayan binaları, tek kapılı evleri, geniş camlı içleri aydınlık ve ferah yapıları, otelleri ve yazın mayoyla denize giren insanları ve plajları, bunların hepsini görür ve bunların Cumhuriyetin eseri ve sonucu olduğunu nasıl anlamazsınız?

Bunların hiç birisi Araplarda yok ki!

Yukarıda saydıklarımın her birisi İslam Dininde yasak!

Kendisini Müslüman gören vatandaşlarımız, efendim, etrafınızda gördüğünüz ne,  ama ne var ise, hepsi, ama hepsi Cumhuriyetin eseridir ve hiç, ama hiç biri Arap dini ile bağdaşmaz.

Burası Türkiye Cumhuriyetidir Osmanlı Devleti değildir.

Bu saydıklarımın Cumhuriyetin değil de,  adeta, dinin istedikleri ve eseriymiş ve dinin izniyle yapılıyor gibi düşünmek:   İşte Küçük Aldanış budur.

Dinde yukarıda saydıklarımın tamamı yasaktır ve cezaları çok ağırdır.

Atatürk’ün,  Osmanlı Türk toplumundan ne götürdüğünü görmek istiyorsanız, İran’a ve Suudi Arabistan’a gidiniz. Cumhuriyetin gönderdikleri ve götürdüklerinin canlı örnekleri orada yaşamaktadır. Araplaşma oradadır.  Türkiye Cumhuriyetinde değil.  Sizin Küçük Aldanışınız da işte budur.

Küçük Aldanışı sürdürecek misiniz?

Yoksa Türklam Yaşam Felsefesini okuyup düşünmeğe mi başlayacaksınız? Kendi kararınızı kendiniz veriniz!

Türklam Yaşam Felsefesinin bir amacı beyinlerinizi çalıştırmak ve sizleri düşünen bireyler haline getirmektir. Öyle umuluyor ki bir kere düşünmeğe başlarsanız doğruyu kendiniz de bulabilirsiniz, satın alınmayanınız için.

Unutmayınız ki, ruha yönelik rüşvet ile insanların kandırılması, en çekici, en zevkli ve en uzun süreli olanıdır; yoksa kadın geçer, mevkii sonlanır, para biter; baki kalan cennetteki sonsuzluk vaadidir, cehennemdeki yakıcı alevdir, değil mi?

Böylece başını örten bir kadın esasında Cumhuriyete inanmayan bir kadındır denilebilirse de böyle bir yaklaşım doğru mudur? Çünkü bu kişiye sen Cumhuriyeti sevmiyorsun derseniz alınabilir de çünkü Cumhuriyeti ve Atatürk’ü ve getirdiklerini sever, seviyordur da.

O halde yaklaşımımız, ona Küçük Aldanışı öğretmektir, o kadar.

Sonra gelmeli Büyük Aldanış ve Ruhun Köleliği.

Çünkü birçok insana bu denli muazzam bir yanlış, bu denli uzun süreye yayılabilen bir kandırış,  inanılmaz gelebilir.

Gelmesin. Bu kandırma ana din kitabına yerleştirilen özel emirler ile yapıldı ve onlar nelerdir ileride anlatacağım.  

İnsanlığın yedi hatta sekiz bin senelik yazılı tarihinden öğrendiğimize göre hiçbir kimse sadece okuyarak yaşam biçimini değiştirmemiştir. Değişim için korkutulmak ve kafa kesmek gerekmiştir. Türkler kafalar kesildiği için din değiştirmiştir, denir. İlk kez Türklam ile okumak ve düşünmek gibi medeni ve insanca yol ile yaşam felsefenizde değişiklik yapmanız öneriliyor. Bakalım kimler bu kervana katılacak?

İnsana olabileceklerin arasında ölüm en kötüsü değildir.

About the author

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.

Add Comment

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.