Türklam Yaşam Biçimi kendi büyük insanlarını da beraberinde getirmiştir. Bunların başında hiç şüphesiz Cumhuriyetin kurucusu ve hepimizin ikinci babası Kemal Atatürk ile demokrasimizin kurucusu İsmet İnönü gelir.
Diğer büyük insanlarımız ülkemize, dilimize, ulusumuza, yasal çerçeveler içinde, lekeden uzak idareleriyle, yaygın ve yüksek biçimde, yararı dokunanlardır.
Gözlendiği kadarı ile son yıllarda, hem zararı ve hem de yararı olan hizmet yarışçısı seçilenler ortaya çıkmıştır. Bunların yerleri neresidir? Yazarın önerisi, bu kişilerin adlarını belli başlı yerlere vermeden önce, hizmet yarışından çekildikten sonra en azından yirmi sene beklenmesi ve sonra da verdiği yarar-zarar tartışmasının objektif kantarda tartılmasıdır. Aksi tutum, bir nevi rüşvet sınıfına girer, uygulayanları aşağılar. Son zamanlarda aşağılanmanın ne olduğunu bile bilmiyor yapan siyasiler çıkmıştır ortaya.
Ayrıca mahkeme kararına göre vatan haini damgasını hem de Yargıtay onayı ile yemiş kişi veya kişiler, yasa yapmakla yükümlü kurumlar tarafından, yani meclis tarafından, aradan zaman geçtikten sonra vatan kahramanı ilan edilemezler. Yasa yapması gereken meclis mahkeme değildir; kimseyi yargılayamaz, mahkemenin verdiği kararları da değiştiremez. Bu kişilerin isimleri de verildikleri yerlerden silinmelidir ki kötü örnek oluşturmasınlar.
Ya Newton ve Einstein? Pasteur veya Mozart veya Piri Reis? Ya Leonardo Da Vinci veya Yahya Kemal Beyatlı? Ya burada yer darlığı nedeniyle adları sayılamayan ancak insanlığa sanat, ışık, bilgi, mutluluk, şiir, roman, rahatlık, getirmiş olan diğer dünya vatandaşlarımız! Onlar da kendi dallarının büyük insanlarıdır.
İşte bu değerli insanlar gibi insanlığı sağlığa, ışığa, bilinmeyene, keşiflere, sanata, temizliğe, güzelliğe, müziğe, bilime, düzene, hukukun önemine, özgürlüğe ve kitaplara doyuranlar, hangi dinden olurlarsa olsunlar, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar, Türklam’ın büyük insanlarıdır.
Önemli değildir sıfatlar, isimler; başkan gibi, kral gibi, paşa gibi, peygamber gibi; Şıh gibi, şeyh gibi, önemli olan insanlığa iyi hizmeti geçmesidir insanın.
Ya yaşamı zevkli hale getiren sanatçılar, müzisyenler, ressamlar, şairler, yazarlar, sporcular, spor adamları? Kim yararlı, zevkli işler yapabilmiş, yaşamı diğer insanlara sevdirebilmiş ve zevkli hale getirebilmiş ise onlar, Türklam’ın büyük insanlarıdır.
Kısa yaşamımız, doğanın küçük bir armağanıdır. Bu küçük armağandan büyüklük çıkarmak bize düşmektedir.
Diğer yandan insanlığa, topluma, bireylere, yardım yapıyor gözüken ve gözükmüş birçok insancık da vardır ki toplum bunların iç yüzlerini bilmelidir, bilmiyor ise öğrenmelidir. Bu bakımdan basına ve gazetecilere büyük iş düşmektedir. Türklam sizleri de, önündeki sıfatı ne kadar büyük olursa olsun, bu küçük insancıkları gerçek yüzleri ile görme olgunluğuna ve bilgiye ulaşacak çaba yapmağa davet eder. Tanrının bu insanları nasıl yargıladığını bilemeyiz ancak önemli olan sizlerin yaşam süreniz boyunca yargılaması ve onları gerçek yerlerine indirgemesidir. Bundan çekinmeyiniz. Yasaları yapıp uygulayınız.
Yukarıdaki tanımlamaya uymayan insanlar, geçmişte veya bugün, nasıl büyük gösterilmiş olabilirse olsunlar, Türklam’ın büyük insanlarından değildirler.
ÖZEL KONU
Atatürk ülkemiz insanlarının sevgi ve saygısını kazanmıştır. O ne büyük bir sevgilidir ki çok insandan üstün.
Atatürk heykelleri tapınılacak put değildir. Bunu Cumhuriyete ve bu ülkeye inanan bütün namuslu insanlar bilir. Atatürk heykellerine put diyenler Cumhuriyetin kurucusuna haince saldırıda bulunan Cumhuriyet düşmanlarıdır ki Atatürk heykellerinin put olmadığını, bu heykellere tapılmadığını bal gibi bilirler. Put diye Tanrı olarak tapınılan şekillere denir. Türkiye Cumhuriyetinde, Cumhuriyetin kurucusunun özelliklerini belirleyen heykeller vardır, aynen diğer ülkelerde olduğu gibi. Bunların önünde belirli günlerde toplanmak, kurucu insana olan saygıdan dolayıdır, sevgiden dolayıdır, minnet borcunun ifadesidir, teşekkür içindir. Şimdiye dek bir Atatürk heykelinin önüne giderek ondan, Tanrıdan dilediklerini dilemiş ve dua etmiş tek bir insan, dini ne olursa olsun, var mıdır acaba? Her yurttaş Tanrının ne olduğunu, Atatürk’ün kim olduğunu bal gibi bilir. Bilmez gibi yapanlar ve Atatürk heykellerine put diyenler yalancıdırlar, Türk değillerdir; bunlar Arap milliyetçiliğini güdenlerin manen satın alınmış uşaklarıdır.
Sevgili Yurttaşlar! Eğer bu ülkenin yurttaşı iseniz, Atatürk’ü sevebilirsiniz veya sevmeyebilirsiniz, beğenir veya beğenmeyebilirsiniz ancak düşman olamazsınız. Zevkler tartışılmaz. Ancak hiç şerefli bir insan, vatanını düşmandan kurtaran bir kişiye düşman olabilir mi? Böyle şerefsizler var olabilir. Bu kişileri aynen deliler, eksantrikler, katlanılması gerekenler sınıfına sokunuz ama asla devlet memuru yapmayınız.