Bilim ayrıntılar ile ilgilenir ve ayrıntılara önem verir. En küçük farklılığa dahi isim vermek bilimin görevidir ve çok yararlıdır. Tıp da böyledir. Mühendislik de böyledir. Temel bilimler de böyledir. Böylece bir konu hakkında konuşanlar hangi ayrıntıdan söz ettiklerini daha iyi bilir, daha iyi tartışır, daha kesin ve daha somut bir sonuca ulaşabilirler.
Türklam da yeni bir felsefe gözlemlediğine ve ona dayanan yeni bir yaşam biçimi önerdiğine göre, bir yeni doğandır, bebekten bile küçüktür ve birçok farklı yönleri bulunur. Yenilikleri dolayısıyla da yeni bir ada hak kazanır.
Türklam adı benim seçimimdir.
Türk adı ile başlayan bir sözcük aradım. Sözcük Türkçe ile uyum içinde olmalıydı. Türk sözcüğünden türetilmiş yüzlerce sözcük, önümde, senelerce bekledi. Sonunda Türklam sözcüğü benim seçimimdir ve daha iyisini bulamadım.
Türk, Türkçe ve Türklam. Artarda konunca kulağıma hoş geldi.
Bir ırk, bir dil ve bir yaşam felsefesi, hepsi bir ve ayni kökenli.
Sizce de güzel değil mi?
Bence çok güzel bir üçleme.
Bazı kişiler İslam’ın son hecesinin Türk adına eklendiği izlenimini alabilir. Bu durum bir rastlantıdan ibarettir. Türklam adının İslam ile ilgisi yoktur. Esasında Türk İslam’ı gibi bir anlam çıkmaktadır ve görüntüde böyle bir çağrışım pek de yanlış sayılmaz. Ancak ileride göreceğiniz gibi anlamda ortak noktalar hemen hiç yoktur.
Yineliyorum, esas amacım, Türk ve Türkçe sözcüklerine bir kardeş türetmek idi ve Türk, Türkçe ve Türklam üçlemesi bana şiirsel geliyor, o kadar.
Altın üçlü: Bir ırk, bir dil ve bir, din gibi yaşam biçimi.