Diğer bir değişle: TÜRKLAM PSİKO-SOSYOLOJİK DENEYİNİN HANGİ AŞAMASINDAYIZ?
Deneyin ellinci senesindeyiz, bence sonuçlandırma aşamasındayız çünkü Türklam fikri doğdu. (NOT: Bu satır demek 1937+50= 1987 senesinde yazılmış. Şimdi 2018 de bu satırları yeniden yazarken gelişenler beni haklı çıkardı. Şimdi 2021 de yazıyı yayınlarken karar sizlerin… )
Laik kişilik ve laik toplum elli seneden beri var. ( Siz kendi hesabınızı yapmalısınız. SözTürklam’ı okuduğunuz seneye göre hesap ediniz. )
Deney adlandırmasız elli sene sürdü. Acaba neler gelişti?
Ad takmadan elli yaşına gelen kişi ne olur, nasıl olur? Soru budur.
Normal mi olur, anormal mi olur? Sorun budur.
Adsızın adlılarla ilişkisi nasıl olur? Adsız laik; ikili ilişkiyi iyi tutarken adlı şeriatçı; düşman mı, kinci mi değil mi? Gözlem yapılacak, çözümlenecek olay budur.
Bu soruların yanıtını bulmak için laik düşünce tarzını benimsemiş kişilerin ve toplumunun yaşam biçimine iyi bir göz atmak gerekir. Ek olarak, laikler tarafından idare edilen ancak şeriatçı İslam’ı düşünen ve arzulayanların yaşam biçimini, geçmiş elli sene içinde yaşandığı biçimiyle iyice gözlemlemek gerekir. Bu ikisi ayrı ve zıt yaşamlardır; bir arada yaşandı.
Gruplar nasıl gelişmiş?
İşte Türklam bu gözlemi yapacak ve ilerideki sayfalarda sizlere bir paket halinde sunacaktır. Bakalım paketi beğenecek misiniz? Beğenirseniz satın alırsınız, beğenmezseniz almazsınız, bir zorlama yok ki!
Unutmayalım ki bu kişisel bir seçimdir. Türklam kişisel bir hesaplaşmadır. Türklam son hesaplaşmadır.
SözTürklam kitabının sonuna gelince göreceksiniz ki, Türklam sizi öyle bir sonuçla karşı karşıya bırakacak ki, öyle, ananızdan ve babanızdan, eşinizden veya çocuğunuzdan, öğretmeninizden veya hocanızdan veya bir bilenden, bir yaşlıdan veya çok okumuştan bir şey soramayacak ve fikir alamayacaksınız.
Türklam her insanın kendi başına okuyarak, öğrenerek ve düşünerek karar vereceği, tamamen kişisel, tamamen özel bir durumdur, bir felsefedir, bir yaşam biçimidir.
Türklam’dan önce laiklik sizlere, yazı devrimi gibi, kıyafet devrimi gibi gelirdi. Birileri getirmişti bu devrimleri ve siz de bunları olduğu gibi kabul etmiştiniz. Bu kitaptan sonra, Türklam adından sonra, ben Türklam’ım demenizden sonra, işler değişmektedir.
Bir kez Türklam’ı okuduktan sonra artık asla eskisi gibi olamazsınız, olmamalısınız. O devir bitmiştir. Çünkü adınız konmuştur, ister kabul edin ister etmeyin.
Almanya’da yaşıyorsunuz, orada doğdunuz ve kendinizi Alman hissediyorsunuz çünkü Almancayı Almanlar gibi konuşuyorsunuz. Ama sizin ananız babanız Türk. Yani sizin adınız zaten konmuş. Alman sizi her zaman Türk görecek. Adınız konmuştur, ister kabul edin ister etmeyin. Bu adla birlikte yaşamanın bir yolunu bulacaksınız ya, işte Türkiye’de yaşayan laikler için Türklam da aynen budur.
Bundan böyle Galatasaray mısınız yoksa Beşiktaş mısınız karar vermeniz gerekecektir ve bu kararı da sizin için başkaları veremeyecek, sizler vereceksiniz. Karar vermezseniz ne olur? Karar verenler tarafından yok edilirsiniz, o olur. Tarafsız kalamayacağınız bir yaşam savaşıdır bu. Almanya’da yaşayan Türklerden ben Alman’ım diyenlerin üç veya dört nesil sonra çocukları tamamen Almanlaşacak ve Türk adı tamamen unutulacaktır. Türküm derseniz bambaşka olacak. Türkiye’de ise zaten din felsefesi var ve zaten on nesildir, elli nesildir buradalar. Ben Türklam’ım demezseniz Araplaşacaksınız. İşte o kadar. Artık anladınız mı?
Sadece siz. Tek başınıza. Karar sizin.
Şunu kesinlikle bilin: Karar vermelisiniz. Boş verirseniz, aldırmazsanız, kulak arkasına atarsanız, yok edileceksiniz. Mısırlılar ve Fenikeliler gibi, Ürdünlüler veya Cezayirliler gibi. Karar verin. Ben Türklam’ım deyin ve hem siz kurtulun ve hem de ulusunuz Türk adıyla yaşamını sürdürsün, Türkçe konuşsun ve Türklam yaşam biçimini uygulasın.
Türklam sizlere mutluluk, barış ve zenginlik getirecektir.
Bakınız kendisini laik niteleyen yurttaşlar: Eğer Türklam’ım demezseniz, yok edileceksiniz.
Ama, ama, Türklam’ım derseniz de biliniz ki ana din kitabınız değişmiştir. Türklam’ım dediğiniz an ana din kitabınız değişmiş olur, böyle bilin.
Ben Türklam’ım diyenin artık anayasası değişir; din Anayasası ortadan kalkar; ana din kitabı ortadan kalkar.
Anlayacağınız bu bir anayasa referandumudur. Lakayt davranmayınız! Aldırışsız, ilgisiz, umursamaz davranmayınız. Bu bir ölüm kalım meselesidir. Bu referandumda kimseden yardım alamazsınız. Türk kimliğiyle yaşamak istiyorsanız Türklam olacaksınız, başka yolu yoktur bunun.
General Evren’in yaptığı anayasaya % 92 evet diyerek umursamaz, ilgisiz ve aldırışsız davrandınız. Antidemokratik gücü yasal hale getirdiniz. Ayni umursamazlıkla laikken dincilerle birlikte omuz omuza yaşadınız ama onlar sizin kötülüğünüzü istiyorlar. Memleketinizi satıyorlar. Fabrikalarınız, limanlarınızı, otomobil bakım istasyonlarınızı satıyorlar. Önce ülkenizi bitiriyorlar sonra fakirlikle sizi bitirecekler. Sizlere kin duyuyorlar. Ben Türklam’ım dediğinizde her şey değişecektir. Bu bir devrimdir.
Ben Türklam’ım demekle dünyada yeniden bir ilki gerçekleştirecek ve Türk Cumhuriyetini kuran Atatürk Devrimlerinin en büyük tacını kendi başınıza kendiniz yerleştireceksiniz.
Ben Türklam’ım demek ana din kitabı değiştirmek ve yerine SözTürklam’ı koymaktır.