TÜRKÇENİN VE TÜRKLÜĞÜN DURMASI

T

Arapçanın yükselişi, hem Türkçeyi ve hem de Türklüğü durduracaktı ama ne zaman ve nasıl? 

Cumhuriyetin Türklüğü ve Türkçeyi önce kurtaran sonra yücelten kuralları nelerdi?

20. Yüzyılın son 50 senesinde ve sonrasında hiç devlet adamı yetiştiremeyen ülkenin,  hangileri olduğunu anlamadığı, kurucu babanın koyduğu, yerleştirdiği bir takım nirengi taşları yerlerinden oynatıldığında Türklük ve Türkçe’nin yükselişi duracaktı,  ama ne zaman ve nasıl? 

Görüldüğü gibi, son yıllarda Türkçe’nin saygınlığı elinden alınmış, Türklüğün yükselmesi de durmuştur. Bu durum 1950 den sonra başlamış 1980’lerde hızlanmış ve ben Türk değilim diyenlerin seçilmesiyle 21. Yüzyılın başında doruğa ulaşmıştır.  Yirmi birinci yüzyılın başında hızlanarak ve artarak sürmektedir. Bazı nirengi taşlarını bu zamanlarda oynatmışlardır. 

Hangi payandaların oynadığını sizler de düşününüz. Söztürklam’ın ikinci ve üçüncü baskısı gelir ise o zaman yazar kendi düşüncelerini daha geniş bir platformda sunmak fırsatını bulacaktır. 

Türkçe yeniden hareket edebilir mi?

Harekete geçemezse, birkaç yüzyıl içinde boğulabilir mi?

Hareketsizlik geriye dönüşe yol açar mı?  

Dil tekrardan Osmanlıcaya döner mi?

Laik ellerde olmayan İslam dini,  Türkleri,  Mısırlılar ve Filistinliler ve Suriyeliler gibi Araplaştırır mı?

Cumhuriyete rağmen bunu yapabilir mi?

Benim kesin ve samimi görüşüme göre ve yapabilir.

Artık uyanmış olan bizlere ve yolunu Atatürkçülük gibi dar bir kalıba sıkıştırmış silahlı kuvvetlerimize ve sizlere rağmen, eğer Türklam geniş halk kitlesi tarafından kabul görmez ise, laik gözüken ama gerçekte karşıtı iktidarlar ülkemizi sürekli huzursuz etme yolunu seçerek, gelişmemizi, ilerlememizi ve güncel mutluluğumuzu rahatsız bir ortamda tutabilir ve ulusal inancımıza kavuşmamızı geciktirebilir.

Çok da gecikirsek ne oluruz?

Türkçeyi azaltırız ki bu da Türklüğün azaltılması demektir.

Azalta, azalta, sonunda yok ederiz.

Aynen Osmanlı Hanedanının İslam Dinine boyun eğerek zaman içinde Türkçeyi azaltarak Arapçayı çoğaltarak Farsçayı ekleyerek Osmanlıca diline geçmesi gibi.

Bu olaylar bir insanın yaşam süresinden daha uzun zaman alır. Bu nedenle İslam Dini içimizdeki Araplaşmış Türkler sayesinde ülkemizi tamamen Araplaştıracak sonuca 200 sene içinde ulaşabilecektir kanısındayım.

Türklam Yaşam Felsefesi, Türkçe’nin yeniden harekete geçebilmesi, Türklüğün ölmemesi için ortaya atılmıştır. Atatürk’ün eseridir. Bana sadece adlandırmak kalmıştır. Eğer yandaş bulabilirse, matematiksel ağırlık sağlayabilirse, bir takım oluşturabilirse, kim bilir, belki Türkçe de,  Türklük de kurtulabilir.

Ancak,  ne var ki,  Araplaşma sürecini yeniden başlatanlar o kadar akıllı, o kadar iyi yetişmiş, halka konuşmasını o denli iyi bilir, iyi hatip, o denli dış güç mihraklarından beslenir ve o kadar güçlüdürler ki Türklam’ım demezsek onları yenemeyiz.

İslam Dini,  bin senelik diyalektiği ve inandırıcılığı, öbür dünyası ve öbür dünyadaki vaatleri, cenneti ve cehennemi ile öylesine yerleşik ve güçlüdür ki,  uzun vadede, Türklam’ın da, Türklüğün de,  Türkçe’nin de şansının, en iyimser bir yaklaşım ile “zayıf,” olduğunu ileri sürmek, hiç kötü bir tahmin değildir.

Yine de, bütün yüreğim ile Türklam gelir ise geleceğin daha parlak olacağına inanıyorum.

En azından Türklüğümüz ve Türkçemiz kurtulacaktır.

About the author

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.

Add Comment

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.