TÜRKÇENİN KURTULUŞUNUN BAŞLANGICI

T

Benim görüşüme göre, Türklerin dillerini, Türkçeyi tam bir Arap dili olmaktan kurtarmalarının ve dolayısıyla da Araplaşmaktan kurtulmalarının belli başlı iki nedeni vardır:

A ) Arapça ile geç tanışmaları ki bu sözcükten tam olarak kasıt İslam Dinini, tam Araplaşan uluslara kıyasla kabaca 500 sene sonra kabul etmeleridir. 

B ) Atatürk.

İşte bu iki etken birleşerek bu topraklarda Türk Dilinin kaybolmasını önlemiştir.

Türkçe’nin soluğunun kesilerek önce Arapçanın bir lehçesi haline gelmesi sonra tamamen Arapça olması için zaman gerekliydi.

İslam Dini bu yolu izleterek tam 23 ulusun ana dillerini Arapçaya çevirmiş ve milliyetlerini yok ederek Arap Milleti yapmıştır.

Ama millet ismini kullanmamış ümmet adını kullanmıştır. Ümmet büyük millet demektir ve milletten hiçbir farkı yoktur.

İslam Dini, adeta, ulusları Araplaştıran emperyalist bir doktrin midir? Karar sizlerindir. Ben bilmiyorum.

Düşünün, Türk olarak Göktürk Dinindensiniz ve savaşı kaybettiniz. Başınızın kesilmesi yerine yaşamak için Müslümanlığı kabul ettiniz. İlk yaptığınız değişiklik ne oluyor? Adınızı Türkçeden Arapçaya çeviriyorsunuz.

Sonra Kuran okuyabilmek için Arapça kullanmanız zorunludur. Bu birçok mecburiyetten, zorunluluktan birisidir.

Seneler geçiyor her gün Arapça öğreniyorsunuz. Arapça yaşıyorsunuz. Dualarınız hep Arapça.

Zaman da Osmanlı Devletinde de 600 yıl boyunca Arapça lehine işliyor.

Yıl be yıl, on yıl be on yıl, Arapça sözcükler alınıyor, Türkçe sözcükler fırlatılıp atılıyor. Türkçe horlanıyor ve bir köşede unutuluyor.

Türkçe giderek esaslı bir biçimde değişiyor.

O denli değişiyor ki artık ismi Osmanlıca oluyor,

İşte bu yol ile Türkçe giderek kaybolmuş ve onun yerini Türklerin anlamadıkları ancak okula gidebilenlerinin bir yabancı dil gibi öğrenebildikleri,  Osmanlıca denen bir ara dil almıştır.

Eğer Atatürk gelmese idi ne olacaktı?

Aradan geçen birkaç on yıl sonra ara dil Osmanlıca ortadan kalkacak ve yerini Arapça alacaktı.  Aynen Mısırda, Lübnan’da, Suriye’de ve diğer bugünkü diğer Arap ülkelerinde yaşandığı gibi olacaktı.

Atatürk Türk Dil Kurumunu kurduğu zaman, yaptırttığı ilk sayımda o gün kullanılan dilin ancak % 27 sinin Türkçe kaldığını,  geri kalan kısmının Arapça ve Farsçadan oluştuğunu kanıtlamıştır.

Atatürk faktörü, böylece, tam zamanında gelmiştir. Türk Dili tamamen yok olmadan işe koyulmuş, dili yok olmaktan kurtardığı gibi yaptığı akılcı ve bilimsel atılımlar ile dile yeni bir soluk vermiş, insanları bilinçlendirmiş, uyarmış ve Türk dilini bir anlamda, onuruna, yeniden kavuşturmuştur.

Türkçenin Arapçadan boynunu kurtarabilmesi Atatürk ile başlamıştır.

İslam Dini Türkçemizin boyunun kesecek ve bizi Arapça konuşan Arap uluslarından birisi yapacaktı.

Bu felaketi Atatürk önlemiştir.

Ülkemizdeki dincilerin Atatürk’ten nefretinin birçok nedeninden birisi budur.

Türklam Türkçenin kurtuluşunun sürebilmesi için gereklidir.

Türklam’ım demezseniz, ülkemizdeki güçlü ve çok sayıdaki İslam Dininin Araplaştırdığı Türk Halkı nedeniyle Türkçeniz tekrardan Osmanlıca gibi bir ara dile dönecek ve sonra Arapçanın bir lehçesi olacak ve sonra tamamen Arapça olacaktır.

O zaman Türk adı ortadan kalkmayabilir. Mısırlılar, Cezayirliler, Filistinliler, Iraklılar, Suriyeliler ve daha birçokları gibi. Ama Arapça konuşan bir ulus olursunuz.

Türklam olmazsanız sonunuz budur.

Türklam’ım demeniz sizin Türkçe konuşan Türk olarak yaşamanızı sağlayacak tek yoldur.