TARİHTEN DERS ALAMADINIZ EY ŞAŞKIN YÖNETİCİLER

T

Evet, Cumhuriyeti kurduk ama bir önceki yıkılan devletten ders almadık, daha doğrusu alamadınız, değil mi?

Osmanlı Devleti Türkçe konuşan insanların birliğini, yani Anadolu Beylikleri Birliğini, kurduktan sonra, BİR ulus ve BİR dil sayesinde yükselmedi mi? Yükselirken, büyürken, genişlerken ne oldu?

İnançlarına sarıldılar sıkı sıkıya. İnançları hangi dili getiriyordu? Arapçayı. O zaman ne oldu? Türkçe konuşan Türk’ün yaşamına Arapça girdi dinleri nedeniyle.  

İnançları nedeniyle, çünkü samimiyetle inanıyorlardı Arap Dinine ve dillerine soktular Arapçayı. Bu olay şimdi daha iyi gözlenebiliyor. Onlar hiçbir zaman ne yaptıklarının kesinlikle farkında olamadılar, hiç şaşırmadılar çünkü uyuşturuldular ve uyutuldular. Arap Dinine girdiklerinin farkına bile varmadılar.

Devşirdikleri yabancı ulusların çocuklarına Sokullu Mehmet Paşa gibi ve benzerlerine Türklüğü ve Türkçeyi öğretirken, kendi yurttaşlarına, kendi Türk’lerine hangi dili soktular? Arapçayı.

Sonuçta içinde debelenip bir türlü aşamadıkları bir açmaz, Osmanlıca dili çıktı ortaya ama kurtulmak için debelendikleri de söylenemez çünkü aldatıldıklarının farkında bile olmayacak kadar dinlerine bağlılardı. Zavallılar. Aldatıldıklarını bile anlamadan ölüp gittiler.  Osmanlıcanın çıkışı ana dillerinin ilerlemesini durdurdu. Türkçe gelişemedi.

Açmaz ne idi?  Devşirme yabancıya Türkçeyi öğretirken, ülkenin içindeki Türk’e Arapçayı öğretmek. Bu açmaz böldü halkı.  İdareciler ile idare edilenler birbirlerinden koptu. Halk yönetenlerinin ve okumuşlarının Osmanlıca ara dilini ne öğrendi, ne de anladı. Halk ve yönetim bölündü.

Bu dersi nasıl da öğrenemedi Cumhuriyetin yöneticileri?

Hangi aymazlıkla öğrettiler, laik cumhuriyetin yeni yetişen nesillerine, laik okullarda laikliği ve imam hatip okullarında da laikliğe karşı bilgileri?  

Sonra ne yapacak bu çocuklar büyüyünce? Kafa kafaya tokuşup birbirleriyle kavga mı edecekler?

Eğer çocuklara okullarda birbirine zıt bilgileri verirseniz nasıl beklersiniz ileride anlaşmalarını ve toplumsal huzuru?

Esas bölücülük bu değil mi? Esas bölücülük bir ulusun eğitimini içten bölmek değil mi?

Aynen bir önceki devlet gibi şimdi görebiliyorum ki Cumhuriyetin son 40-90 senelik yöneticileri ne yaptıklarının farkında değiller. Hepsi uyutulmuşlar diyeceğim ama o kadar da aptal olunamaz; kesinlikle çıkar faktörü ele geçirdi politikacıları. Oy almak için Osmanlı yöneticilerinin inanç çukuruna düştüler; ama Cumhuriyetin yöneticileri bilerek düştüler bu çukura çünkü onlar oy avcılığına çıktılar ki iktidara gelince zenginleşsinler.

Cumhuriyetin yöneticileri tarihten ders almadıklarını imam hatip okullarında Cumhuriyete aykırı bilgiler verdirerek, Atatürk’ü aşağılayıcı bilgiler öğrettirerek gösterdiler. Yalan ve yanlı bilgiler verdirdiler. Herkesin gözü önünde bölücülük yaptılar. Halkı laik ve dinci diye bölmüşlerdir. Ders alabilselerdi böyle yapmazlardı.

Türklam’ın ikinci kuralı da bu nedenle konulmuştur. Türklam Kuralı No:2. Ülkenin bütün okullarında eğitim birliği sağlanacak ve eğitim sadece laik okullarla sürdürülecektir. 

About the author

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.

Add Comment

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.