SÖYLEŞİ – DEVAM

S

Henüz devletle ilgisi yok, ancak 1931’de laiklik, Cumhuriyet Halk Partisinin 6 okundan birisi haline getiriliyor. Böylece gelecek hakkında bir ışık yanıyor.

Ancak Atatürk bekliyor. Ne bekliyor? Herhalde bazı göstergeleri var, sadece kendisinin bildiği, onlara bakıyor.

Laiklik gelecek ve ülkedeki en büyük devrim yapılacak ama öyle yapılacak ki devrim niteliğinde olmayacak. Uyuyan dev uyandırılmayacak mı yoksa? Şimdi bilinmez ki!

Değişiklik gelecek ama değişiklikmiş gibi olmayacak. Reform olacak ama reform gibi olmayacak. Neden?

Yanıtı hepiniz biliyorsunuz…

CHP’nin laik olması sindirildikten çok sonra, ancak 1937 de laiklik anayasada kendisine o önemli ve vazgeçilmez yeri buluyor. Böylece devrim tamamlanıyor mu? 

Evet, mi? Bilmem.

Zaten yeterince beklenmiş. Halk belirli bir kısmı zaten içlerinden değilse bile dışlarından laikleşmiş durumda. Ülkenin büyük kesiminde insanlar tarafından yaygın kabul görüyor laiklik. Dolayısıyla tepki yok.

Laiklik de sindiriliyor. Ancak Atatürk bekliyor. Neyi bekliyor?

Kendisine zaman zaman, 1928’ de olduğu gibi, bazı akıllılar tarafından İslam dininde reform öneriliyor.

Neden reform öneriliyor? 

Çünkü önerenler reform yapıldığının bilincindeler.

Halk henüz dinde reform yapıldığının bilincinde değil, birçokları yaşam biçimini değiştirmiş ama bunların reform olduğunu anlamamışlar henüz.

Bazı akıllılar biliyor, bilincindeler.

Ancak, Atatürk İslam dininde reform istemiyor ve hatta reform adını dahi istemiyor.

Dindeki reformu reddediyor. Neden?

About the author

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.

Add Comment

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.