KÜÇÜK ALDANIŞ NEDİR

K

Küçük Aldanış kişilerin kendi kafa yapılarıyla ilgilidir. Güzel bir değimimiz var: Bakar kör. Aydınlarımızın çoğu, kanımca böyledir. Neden mi? Anlatayım.

İnsanlar bir Cumhuriyete doğarlar. Seçimle gelen ve giden başbakanlar vardır. Padişah veya diktatör yoktur.

Ülkede Medeni Kanun vardır. İnsanlar bir kişiyle evlenir, belediyede imza atar, mahkemede boşanırlar. İmam nikahı yoktur, boş ol diyerek boşanılmaz.

Mahkemelerde kişinin savunması için avukat, devleti savunan savcı ve karar veren bağımsız yargıçlar vardır. Kadı yoktur.

Vergiler için Maliye vardır. Gelir vergisi vardır, katma değer vergisi vardır. Daha bir sürü vergi vardır. Fitre veya zekat gibi vergiler yoktur.

İnsan öldürmek cinayettir, kafiri öldüren cennete gitmez.

Çok öğrenmek bilgi kazanmak ve ona dayanarak çok çalışarak alın teriyle para kazanmak zenginleştirir, bu bereket değildir, çalışkanlıktır.

Kırmızı ışıkta geçmek, hırsızlık yapmak, yalan söylemek SUÇtur; cezası neyse o verilir; bunlar günah değildir.

Suçun cezası ilgili hesap bu dünyada görülür; ben çaldım ama hesabımı öbür dünyada vereceğim denmez, dense de kimse yutmaz.

Vatandaşın parasını kullanan yöneticinin hesabı, hırsızlık yaptığı kanıtlanınca mahkemelerde görülür, yasa yapmak için seçilmişlerin meclisi mahkeme değildir ki suçluyu yargılasın, böyle gariplikler görülmez

Ülkede huzur vardır, siyasiler birbirleriyle terbiyeli konuşurlar, büyükler küçükleri sever küçükler büyüklere saygı gösterir; küfür eden siyasi görülmez çünkü halkın onu seçmeyeceğini bilir.

İlkokullarda Türküm doğruyum andı söylenir; Türkiye’de Türklük yasaklanmaz.

Ulusal Bayramlar vardır: 29 Ekimde Liseler ve ortaokullar bir arada tören yaparlar. 19 Mayısta gençler stadyumlarda spor ve beden gösterileri yapar. 23 Nisanda çocuklar ve yavrukurtlar Atatürk heykellerinin önünden geçerek teşekkürlerini ve minnetlerini sunar. Her yerde festival havası, ulusal birlik vardır. Halk mutludur. Ulusal bayramlar Arap Ümmetinden olacağım diye yasaklanmaz.

Ülkede huzur vardır. İnsanlar barış içinde giderek zenginleşirler. Ev, araba ve yazlık sahibi olurlar. Bol para basılıp ucuz kredi verilerek insanlar borçla yaşatılmaz.

Sanatın her türü serbesttir. Şarkı da söylenir, türkü de. Tiyatro da vardır, opera da. Sanatçılar, el üstünde tutulur. Bunlar dinde yoktur diyerek yasaklanmaz.

Bütün dünyanın kullandığı yaz saati, kış saati vardır. Arap ülkeleriyle ayni saati paylaşacağım diyerek insanlar kış günü karanlıkta uyandırılmaz.

Bunlar ve daha binlercesini sayabilirim. Bazılarını da siz düşünün ve bulun.

İşte bütün bunları Cumhuriyetin getirdiğinin farkında olmadan dinin getirdiklerini zannedenlerin, yaşamlarındaki bu huzur ve zenginliğin din ile birlikte yaşanabileceğini sananların düştükleri yanılgıya Küçük Aldanış denir.

Bu mutlu ve huzurlu yaşam Cumhuriyetle, laiklik ile kardeşlik ve yasa önünde eşitlik ile gelmiştir. Hiç birisini dine borçlu değiliz. Bu nedenle dinleriyle barışık yaşayanlar bilsinler ki yanılıyorlar ve işte buna Küçük Aldanış diyorum. Bakar körler diyorum.

Çünkü laiklikten vaz geçilip din uygulamasına geçilince hepsi nasıl olurmuş başlarını kaldırıp da Suudi Arabistan’a, Afganistan’a ve benzerlerine bir baksınlar; yetecektir.

Büyük aldanışın ne olduğunu bir önceki makalede okudunuz. Bu Küçük Aldanış!

Aldana aldana nereye kadar sevgili yurttaşlar? Gelin Türklam olun da aldanmadan, aldatılmadan yaşamak neymiş bir görün.

Küçük Aldanış kısaca, Türkiye Cumhuriyetinde,  onca güzel şeye bakıp,  güzellikleri Cumhuriyetin değil de İslam dininin getirdiğini sanıp, aldanmaktır.

About the author

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.

Add Comment

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.