EVRENSEL ÜÇLÜ: BİR ULUS; BİR DİL; BİR İNANÇ: HEPSİ BİR VE AYNI

E

Düşünce dolu sorum şu: Ülkemde, Türkiye’de, nasıl tamamen Türkçe konuşabilirim, dualarımı dahi Türkçe yapabilirim ve nasıl yabancı dil öneren dinden kurtularak ulusal bir din, din değilse bile yaşam felsefesi yaratabilirim de halkımı kendine yabancılaşmaktan, Araplaşmaktan kurtarabilirim?

Bu sorunun çözümünü daha önceden bulanlar var.

Bu sorunun yanıtını ilk bulan toplum Musevilerdir diye düşünmekteyim.  Musevileri çağlar boyunca, değişik ulusların etkisinden, değişik dillerin boyunduruğundan, değişik dinlerin baskısından koruyan etken üçlü güçtür.

Bir dil, bir ulus ve bir inanç; hepsi bir ve ayni.

Yahudiler İbranice konuşurlar, İsrail ırkındandırlar ve inançları Museviliktir; hepsi bir ve ayni.  Bu üçlü alaşımın insan topluluklarını, diğer ulusların dil, ulus ve inanç saldırılarından koruduğu kesinlikle bellidir.

Doğrusunu yazmak gerekir ise, gerçek gerçeği söylüyorum, Türk, Türkçe ve Türklam kavramını ilk düşündüğümde bu konunun daha önceden işlendiğinin ve yaşama geçirildiğinin bilincinde değildim. Beni daha sonra şaşırtan ise İsrail örneğinin birden çok ulus tarafından uygulandığını öğrenmemdir.

Bir dil ( İngilizce), bir ulus ( İngilizler) olmasına karşın din birliği olmayınca ulusunu Latinlerin     ( Roma Kilisesi) etkisinden korumak isteyen İngiliz Kralları ve İngiltere, Calvin sayesinde İsviçre, Luther sayesinde Almanya,  incelendiğinde, ayni yolu bulmuş ve izlemiş değiller midir? Hepsi ulusal dinlerini yaratmışlardır. Türklam gibi.

Ulusallıkları kötü şöhrete ulaşacak kadar aşırılaşmış Fransızların dillerini ve uluslarını korumayı tam sağlamak için laiklik ilkesini ilk kez uygulayarak Hristiyanlığın ulusal benliklerini eritici etkisinden uzaklaştıkları anlaşılmakta. Yani onlar da laiklik şemsiyesine sığınmışlar, bizlerin Türklam’a sığınacağımız gibi.

Biraz daha düşünülür ise Hazret-i Muhammedin de Museviler gibi hareket ettiği ileri sürülebilir mi?  

Hazret-i Muhammet de Arapça konuşunuz emri ile Arapçayı, Arap ümmeti emri ile Arap milliyetçiliğini ve bu ikiliyi yüceltmek için Arap inancını aynen Museviler gibi kullanmıştır:  Bir dil, bir ulus ve bir inanç: Arapça, Arap, Arap İnancı. 

Tarihçiler zaten Arap tarihinin İslamiyet ile başladığını yazarlar.

Burada yine bir benzerliğe dikkat çekmek isterim. Eğer bir gün Türklam, umduğum gibi Cumhuriyetin temel ilkelerinden birisi haline gelir ise, en çok benzediği ülke İngiltere olmayacak mı? 

İngilizler de Anglikan kilisesini kurarak bir İngiliz Hristiyanlığı geliştirmiş olmadılar mı? İngiltere, İngiliz, İngilizce, İngiliz Dini!

Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam gibi.

Düşünüyorum, o halde varım. Ne güzel değil mi? Haydi hep birlikte düşünelim.

Türk’üz ve Türkçe konuşuyoruz zaten. Bir düşünelim, bir okuyalım bakalım, şu Türklam da neyin nesiymiş! Beğenirsek alırız, Arap Emperyalizminden kendi vatanımızda kurtulur ve özgür, mutlu, uygar yaşarız,

Dolayısıyla bizler, sadece taklit bile etsek yavrularımızı başka ulusların tuzaklarından, başka dinlerin ruhsal etkilerinden kurtarabilir ve bizi bize düşman eden, içimizdeki, bizden bir parça olmuş eski felsefi öğretiden ve düşünceden sıyrılabiliriz, kurtulabiliriz ve rahatlayabiliriz.

Bir bulguyu ilk bulma onurunu yaşamak, hiç şüphesiz çok daha iyidir ve şanlıdır ancak bir bulgu daha önce bulundu diye, taklitten de hoşlanmıyoruz diye, buluşları reddetmek mantıksal davranış değildir, akılcı değildir. Elektrik ampulünü Edison buldu, taklit yapmayacağım diye mum ile aydınlanmak ne budalaca anlamsız gururdur! O halde buyurun TÜRKLAM’A.

About the author

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.

Add Comment

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.