ESKİ VE YENİYİ BİRLEŞTİRECEĞİZ

E

Ekin savaşı ve bunun sonucunda ulusların bir diğerinin uydusu haline kolayca gelebildiği bu kürede bir ulus, kendi benliğini, kendi ekinini koruyarak, ulusal değerlerini nasıl gelecekteki kuşaklarına aktarabilir?

Dilini, töresini,  nasıl gelecekteki yavrularına öğretebilir?

Eskinin üzerine onu bozmadan yenilikleri, nasıl kurgulayabilir de çağdaşlaşabilir; çağdaş medeniyeti zevkle yaşayabilir?

Hem eski ulusal alışkanlıklarımız ile bağlarımızı kopartmayacağız ve hem de değişen dünyanın pozitif katkılarını içimize sindirecek; hatta yeni buluşları kendi ulusal benliğimizi değiştirmeden bir parçamız haline getirerek, daha başarılı bir dünya ülkesi olacağız.

Türkiye’nin yurttaşları bunları Türklam sayesinde gerçekleştirecektir.

Artık sadece Türk olacağız, Arap olmayacak ve Araplaşmayı düşünmeyi ve ummayı bırakacağız. Yani Türklam olacağız.

Hem modern Müslüman olacağız ve zaten öyleyiz, hem de Türkçeyi seveceğiz, Arapçayı değil. Yani Türklam olacağız.

Hem Türk Ulusunu benimseyeceğiz ve Arap ümmetinden olmayı artık bırakacağız. Yani Türklam olacağız.

Bu sorunların doğru çözümlerini bulabilirsek, çocuklarımız gelecekte de hem geleneksel bizden parçalar halinde yaşayacak, bizlerin iyiliklerini duyumsayacak ve hem de modern dünyanın meyvelerinden yararlanacaklardır.

 Ancak Türklam gibi bilimsel bir felsefe aracı ile başarılacaktır bu denli zor ve geleceğe yönelik işlem yoksa eski felsefenin sonuçları gözler önündedir görmeğe dayanabilen yürek için.

Şunu eklemekte yarar var: Yabancı dil öğrenmemiz yerinde olur. Yerine göre geçerli olan yabancı dili öğrenmemiz mantıklı değil mi?

En yaygın dil olan İngilizce ve Fransızca, teknik için Almanca, ticaret için İspanyolca, din için Latince ve Arapça, Çin ile ticaret yapacaklar için Çince, Rusya ile ilgisi olanlar için Rusça. Gerekirse en küçük ülkenin bile dilini öğrenmekten kaçınmamalıyız. Ancak bunlar hep ikinci planda kalmalı, herkes Türkçe’nin değer ve onurunu önce sahiplenmelidir. İkinci ve üçüncü diller okulda öğrenilmelidir.

Türkçe aşağılanmamalıdır. İşte size Türklam’ın üçüncü kuralı:  Kural 3:  Türk toprakları üzerinde eğitim asla yabancı dille yapılmayacaktır. Eğitim dili tamamen Türkçedir.  

Türkçeden başka dil ile eğitim yapan kurumlarımız dillerini Türkçeye çevireceklerdir; o kadar. Onur meselesi, o kadar basit desem de öyle değildir. Evet,  onur da söz konusudur ama ancak bu yaklaşım ile bilim dili haline gelebilir ve bilim insanları yetiştirebiliriz. Bilim insanı Türkçe bilim diliyle düşünürse ancak o zaman keşif yapabilir. Yani dilimizin bilim dilini de Türkçeleştirmeliyiz. Geleceğimizi dilimiz belirleyecektir.

About the author

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.

Add Comment

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.