Evet, şüphesiz!
Cumhuriyet getirdiği yenilikler ile yeni bir yaşam biçimi yaratmıştır.
Cumhuriyetin getirdiği yenilikler çoktur. En önemlilerinden birisi laiklik devrimidir. Laiklik dışında Cumhuriyet o denli büyük değişiklikler yaratmıştır ki bu küçük kitabın sınırlarını çok aşar.
Laiklik ilkesi ve diğer modern değişiklikleri ile birlikte Cumhuriyet eskisinden çok değişik bir yaşam biçimi yaratmıştır. Laiklik ilkesinin getirdiği yaşam biçimi giderek felsefeye dönüşecekti ki Türklam ile birlikte bu dönüşüm sağlanmıştır.
Laiklik, “ dinin devlet işlerine karışmaması ve kişilerin kendi inançlarını kendi bildikleri gibi yönlendirmede serbest bırakılması,” tümcesi temel alınarak inşa edilmişti. Bu nedenle laikliğin sonuçları, ulus, yönetim ve kişiler bazında iki-üç ayrı bölümde incelenebilir.
Ancak laiklikten önce, Cumhuriyetin getirdiği, gözden kolayca kaçan, alışıldığından, normal kabul edilen çok çarpıcı, çok düşündürücü, İslam ülkelerinde bulunmayan birkaç değişikliği anımsatayım.
Pencerelerimiz: Şimdi sizlere gülünç gibi gelecek ama pencerelerimizde sadece cam var. Cumhuriyetten önce pencerelerimizde kafes olurdu, içeriden dışarısı, dışarıdan içerisi gözükmezdi. Şimdi gözükebiliyor.
Kapılarımız: Şimdi pek farkında değiliz ama evlerimizin bir kapısı var. Cumhuriyetten önce evde selamlık ve haremlik adında iki ayrı kapı yapılırdı ki iki cins birbirleri ile nasıl tanımlayayım, kesişmesinler.
Bahçe Duvarlarımız: Şimdi alıştık çünkü 70-80 cm yüksekliğinde bahçe duvarları ile bahçelerimiz ve içindeki çiçekler ve kişiler görülebiliyor. Cumhuriyetten önce en az 7 metre yüksek bahçe duvarları ile bahçelerinin içini görmek hatta oradakileri işitmek olası değildi
Kadınlı-Erkekli Toplantılarımız: Şimdi gerek ailelerin gece gezmeleri veya benzer toplantılar, gerekse bilimsel veya her türlü toplantılar, sportif faaliyetler, kadınlı ve erkekli, bir arada yapılabiliyor. Cumhuriyetten önce toplantılar yine olurdu ama erkekler kendi, kadınlar kendi aralarında toplanabilirlerdi. Ne denli büyük bir değişiklik değil mi? Kadınlı toplantılara alışmış gitmişiz de farkında bile değiliz.
Sahillerimiz: Şimdi kumsallarımızda mayo ile güneşlenebiliyor ve denize girebiliyoruz. Hatta bikini, monokini ve yokini bile var. Cumhuriyetten önce denize girilmesi düşünülemezdi. Artık mayolu güzel hanım ve erkeklere alıştık da Cumhuriyet öncesi böyle olmadığını unutuverdik, değil mi?
Benim verdiğim bu birkaç örnek hem sayıca çok az hem de çok çarpıcı değil.
Çok çarpıcı ve etkin birkaç örneği benden daha iyi bulacağınıza güveniyorum. Karma eğitim, yani kızlı erkekli okul ve sınıflar gibi. İşte, konumuz sadece Türklam’dır ve başka hiçbir değildir derken tam da bunu kast ediyorum. Ben sadece ilkokul öğretmeninin okuma yazma öğretmesi gibi temel Türklam bilgisi vereceğim. Onu geliştirip daha iyi bir yaşam felsefesi ve yaşam biçimi haline getirmek hepinizin görevidir. Bu görevi yaparsanız en fazla sevinecek kişi Atatürk olacaktır, diye düşünüyorum.
Şimdi, yine Türklam konumuza dönelim.