İnsanlar evlenir ve yuvar kurarlar. Eskiden yuvayı dişi kuş yapar denirdi. Bana göre, bu sözün anlamı, işin büyüğünün ( evliliğin sürmesi gayretinin ) hanıma düştüğünü belirtmektir ki ben buna katılmıyorum. İşler Türklamda her zaman eşit biçimde paylaşılmalıdır. Gelin Hanım Damat Bey ile birlikte yuva kurar. Bir çekirdek yuva vardır artık. İki tane de büyük aile yuvası. Gelin hanım hem kendi annesinin ve babasının ve hem de eşinin anne ve babasının kızları gibi hareket eder ise herkes sevinir. Aileler büyür, ortaya mutlu, saygılı, geniş büyük aileler çıkar. Saygı ve sevgi egemense herkes eşittir. Herkes birbirine yardım eder. Kayın...
8. EVLENME
Evlenmek insanların en mutlu anlarındandır.
Doğum denli önemli bir olaydır.
Bir yuva kurulur; çocuklar doğar, insanlığın en yaşamsal ünitesi yeni aile oluşur.
Bu olaylarda aile ve büyük aile olarak, sevdiklerinizle bir araya geliniz ve birbirinizi kutlayınız.
Bunlar yüceltici olaylardır. Bu nedenle eğleniniz, sevininiz, dans ediniz, şarkı söyleyiniz.
Yeterince alkol alabilirsiniz. Başkalarına zarar vermeden bu anların zevkini çıkarınız ve mutluluğunuzu sevdiklerinizle paylaşınız.
Türklamda evlenmeler belediyede yapılır ve tek eşlilik dışı yaşam her zaman yasa dışıdır.
3. TAPINAK
Türklamda tapınmak bir önceki makalede anlatıldığı gibi yapılır. Bu durumda tapınmak için düşüncenin kullanıldığı kolayca anlaşılır. İnanan insan inancını şiir, dans, müzik, resim gibi sanatları kullanarak sergileyebilir. Bilim yaparak yüceltebilir. Böylece kendinize ek güç verirsiniz, daha başarılı olursunuz. İnancınız sizi, siz nerede olursa olunuz, işitir ve anlar. İnancın bu gücüne inanınız. İnanç en zayıf insanın yakarışını bile en net biçimde duyar ve diler ise inananın gücünü arttırır. Onu başarı ve mutluluğa eriştirir. Çünkü inanç inananın içindedir; dışında değildir. İnancınız içinizde bulunduğundan, inancınız...
NEDEN SIRPLAR VEYA MACARLAR TÜRKLEŞMEDİ
Bu soruyu şu biçime yayabilir miyim? Neden Türklerin imparatorluk esnasında yönettiği Ruslar, Bulgarlar, Romenler, Hırvatlar, Yunanlılar ve daha diğer 25 ulus Türkleşmedi veya bırakın Türkleşmeyi bir kelime bile Türkçeyi neden öğrenmedi? İngilizlerin ve Fransızların, fethettikleri ülke halklarına dillerini verebildikleri anlaşılıyor. Hem de 50-100 sene gibi kısa bir sürede. Peki, 300-600 sene kaldığımız toprakların üzerinde yönettiğimiz insanlara Türkçeyi neden öğretemedik, öğretmedik? Çünkü Türkçe öğretmek gibi bir arzumuz yoktu ki. Ne Selçukluların ne Osmanlıların ne de onca Türk krallık ve beyliklerinin aklından bile geçmemiştir...
YA KÜÇÜK KANIŞ, YA KÜÇÜK ALDANIŞ, O NEDİR
Kadınların, kızların başı açık gezmelerini, kadınlı-erkekli toplumu, ortak toplantıları, iş yerlerinde kadınlı erkekli çalışmayı, batılı düşünce ile her ama ne olur ise olsun her şeyi tartışabilmeyi, haremlik-selamlık olmayan binaları, tek kapılı evleri, geniş camlı içleri aydınlık ve ferah yapıları, otelleri ve yazın mayoyla denize giren insanları ve plajları, bunların hepsini görür ve bunların Cumhuriyetin eseri ve sonucu olduğunu nasıl anlamazsınız? Bunların hiç birisi Araplarda yok ki! Yukarıda saydıklarımın her birisi İslam Dininde yasak! Kendisini Müslüman gören vatandaşlarımız, efendim, etrafınızda gördüğünüz ne, ama ne var ise...
KÜÇÜK ALDANIŞ NEDİR
Küçük Aldanış kişilerin kendi kafa yapılarıyla ilgilidir. Güzel bir değimimiz var: Bakar kör. Aydınlarımızın çoğu, kanımca böyledir. Neden mi? Anlatayım. İnsanlar bir Cumhuriyete doğarlar. Seçimle gelen ve giden başbakanlar vardır. Padişah veya diktatör yoktur. Ülkede Medeni Kanun vardır. İnsanlar bir kişiyle evlenir, belediyede imza atar, mahkemede boşanırlar. İmam nikahı yoktur, boş ol diyerek boşanılmaz. Mahkemelerde kişinin savunması için avukat, devleti savunan savcı ve karar veren bağımsız yargıçlar vardır. Kadı yoktur. Vergiler için Maliye vardır. Gelir vergisi vardır, katma değer vergisi vardır. Daha bir sürü vergi vardır. Fitre veya...
BÜYÜK ALDANIŞ
Aldanmak veya kanmak eş anlamlı sözcüklerdir. Aldatmak veya kandırmak da eş anlamlı sözcüklerdir. Birisi aldatır diğeri aldanır. Birisi kandırır diğeri kanar. Bu kadar basit mi? Ülkemizin değil ama kan kardeşlerimizin böyle bir süreci, aldatılmak ve aldanmak veya kandırılmak veya kanmak sürecini, çok, çok, çok önceden yaşadığı anlaşılmaktadır. Neden söz ediyorum? Açıklayayım. Göktengri ( Göktanrı ) dininde iken din değiştiren atalarımızdan söz ediyorum. Din değiştiren kişi ana dilindeki adını terk edip Arapça ad almış. Yeni ana din kitabındaki, “ bu kitabı Arapça okuyunuz,” emri ile de Arapça öğrenmiş. Böylece farkında olmaksızın...
TÜRKLAM
KÜREDEKİ BAĞIMSIZ İNANÇ UĞRAŞI OLMALIDIR Türklam sadece Türkiye’deki değil ayni zamanda küredeki Ulusal Kurtuluş uğraşı kabul edilmelidir. Türklam bağımsızlık uğraşıdır, bağımsızlık yaşamıdır, bağımsızlığın katıksız halidir, kendisidir… Dil bağımsızlığıdır. Ulus bağımsızlığıdır. İnanç bağımsızlığıdır. Söztürklam’la birlikte diğer kandırılan uluslar da kendi Türklam’larını bulmalıdır. Hiç bir ulus kendi dilini diğer dillerin karşısında küçük düşürmemelidir. Bu ulus olmanın özgün özelliğidir. Kendi Türklam’larını bulan diğer uluslar: Hepinizin dili bireyleriniz için, ulusunuz için, ifade biçiminiz için en iyisidir. Çeşidi seven, çeşidi...
SAVAŞ YOK TÜRKLAM VAR
Türklam’ı yaygınlaştırma savaşı, hep fikir düzeyinde kalmalı ve hiç kan akıtılmamalıdır; cana, mala dokunulmamalıdır. Kardeş kardeşi sevmelidir. Geçerli tek yolumuz Yurtta Barış Dünyada Barıştır. Kan kardeşi, kan kardeşini sevmelidir. Türkçe adlara gelince, artık verilmiş Arap, Musevilerden alınmış Arap ve Fars isimleri değiştirmeyiniz. Bunlar yaşadığınız sürece sizleri yönlendiren insanların kurnazlıklarının örnekleridir. Varlıkları kandırılışınızın kanıtlarıdır. Bu yapılarıyla canlı biçimde aranızda dolaşsınlar. Bu nesiller tükenip de hepinizin isminin atalarınıza yaraşır biçimde, dilinize yaraşır biçimde Türkçeleştiği günler Türklam’ın...