Türklamı kabul edenler! O çizginin Türklam tarafına geçenler: Korkun! Korkun artık, korkun. “Türklamım artık,” dediğiniz andan itibaren, etrafta, sizi felaketlerden, yalandan ve dolandan kurtaracak yüce bir güç bulamayacaksınız. Ben hesabımı Allah’a veririm, öbür dünyada veririm diyemeyeceksiniz artık. Ne yapacaksınız şimdi? Korkacak mısınız? Evet. Alışıncaya kadar evet! O halde korkun artık, korkun. İlk kez, bu akşamı ve yarını yaşayın, bakalım ne olacak? Türklamı kabul ettiğiniz bu ilk akşam çok korkacaksınız, biliniz. Ne büyük azap! Ne büyük sıkıntı! Ne büyük korku bu! Şu koskocaman dünyada yapayalnız kaldınız. ...
18. MATEM GÜNLERİ
Ulusların nasıl bayram günleri varsa matem günleri de olabilir. Kanımca, halkımızın gözünde iki tane matem günü veya anı olmalıdır. Bir tanesi devletimizin ve cumhuriyetimizin kurucusu Kemal Atatürk’ün ölüm günüdür. Bu günü zaten senelerdir tanır ve saat 9.05 de 10 Kasımda bir dakika matem yaşarız. Diğeri demokrasimizin kurucusu İsmet İnönü’nün ölüm günü olmalıdır diye düşünüyorum. 25 Aralıkta saat 16.05 de ulus, kendisine demokrasiyi armağan eden İsmet İnönü’yü anımsamalı ve en az bir matem dakikası yaşamalıdır. İsmet İnönü hemen hemen mutlak diktatör yapısında yönetici iken kendisi muhalefet partisi kurdurmuş, seçime girmiş...
İLERİDE NE OLACAK
Anlaşacağız, başka ne olacak! O kadar çok ortak noktamız var ki! Hepimiz Türk’üz, hepimiz Türkçe konuşuyoruz ve hepimiz bu topraklardan karın doyuruyoruz. Az birliktelik mi bunlar? Türkiye’deki insanların Türklük ile Araplık arasında tercih yapacakları bir süreç yaşıyoruz. Türklam’ı seçerler ise hem Türk kalacaklardır hem de ismen de olsa Müslüman ama Arap olmayacaklardır ve Arapça konuşmayacaklardır. Türklam’ı reddederlerse Arap olacaklardır ve Arapça konuşacaklardır; İslam Dininin Araplaştırdığı 23 millet gibi. Araplaşma gökten bir anda inmez. Zamana yayılır. Bu nedenle gülüp geçmeyiniz. Etrafınıza bakınız. Onlarca Arapça...
YÜZDELERLE BU İŞİ HALLEDELİM Mİ
Bundan sonra yapılacak tek iş yüzdelerde anlaşmak ve laiklik ve Müslümanlığı reddetmeyen bir toplum yani Türklam adı altında yaşamaya alışmak ve bunun yollarını bir arada bulmaktır. Sanıyorum bu blogda tam 76 makale yazdım ve hep Türklam isminden söz ettim ama ne olduğunu bir türlü anlatmadım. Ayrıca gelecek 77. Makalede de Türklam’dan söz edeceğim ama özelliklerine hemen sonra geçeceğim. Türklam eğer tamamen laiklik olsaydı laikliği anlatırdım. Türklam eğer tamamen İslamiyet olsaydı onu anlatırdım. Demek ki ikisinden de parçalar alan farklı bir Yaşam Felsefesidir Türklam. Felsefeden doğan Türklam Yaşam Biçimi de vardır. Yani Türklam...
YA KÜÇÜK KANIŞ, YA KÜÇÜK ALDANIŞ, O NEDİR
Kadınların, kızların başı açık gezmelerini, kadınlı-erkekli toplumu, ortak toplantıları, iş yerlerinde kadınlı erkekli çalışmayı, batılı düşünce ile her ama ne olur ise olsun her şeyi tartışabilmeyi, haremlik-selamlık olmayan binaları, tek kapılı evleri, geniş camlı içleri aydınlık ve ferah yapıları, otelleri ve yazın mayoyla denize giren insanları ve plajları, bunların hepsini görür ve bunların Cumhuriyetin eseri ve sonucu olduğunu nasıl anlamazsınız? Bunların hiç birisi Araplarda yok ki! Yukarıda saydıklarımın her birisi İslam Dininde yasak! Kendisini Müslüman gören vatandaşlarımız, efendim, etrafınızda gördüğünüz ne, ama ne var ise...
ÇOK SAYIDAKİ ARAP ULUSUNUN KAYNAĞI NEDİR
Dünya siyası haritasından anlaşıldığı kadarı ile çok sayıda Arap Devleti var. Hepsini sayamayacağım, işimiz ders vermek değil. Örnekler ile yetinelim. Yirminci Yüzyıl haritasına göre, Irak, Suriye, Mısır, Libya, Cezayir, Tunus, Fas gibi topraklar üzerinde yaşayan insanlar kendilerini Arap görmektedirler ancak ırkları gerçekten Arap değildir. En azından, Filistin, Suriye ve Mısır topraklarında oturan toplulukların ilk dillerinin Arapça olmamaları gerekir. Çünkü bu insanların, İslamiyet’i kabul etmeden önce bıraktıkları yazılar var. Dilleri farklıdır, ulus isimleri farklıdır. Bu toprakların insanlarının Araplarla tanışmadan önce başka diller...
ULUSALCILIK MI
Hayır, hayır, hayır! Asla değil. Türklam kafatasçılık, milliyetçilik yapmaz. Tam tersine Türklam uluslararası bir yaşam biçimidir. Her dil ve ırk ve dinden insanlar kardeşliği Türklam Yaşam Biçiminde bulacaktır. Ulusalcılığın ne zararı var? Kararınca ulusalcılık yararlıdır; insan kardeşliğini unutmazsa. Fransız aşırı ulusalcılığı iyi bilinir. Ulusalcılığın kötü tanınması Hitler yüzündendir. Yoksa insan nasıl ailesine düşkünse, çocuklarını severse, kendi ulusunu da sever. Bunda anormallik arayanlar kanımca başka bir konu ile karıştırıyorlar. Ulusunu seven insandan değil de ulusal sevgi nedeniyle başka ulusların yok edilmesinden söz ediyorlar...
DÜNYADA İLK
Çoğunluğu İslam felsefesini benimsemişlerden oluşan bir toplumda daha doğrusu, bir ulusta, laiklik deneyi, dünya tarihinde ilk kez Türkiye Cumhuriyetinde Atatürk’ün önderliğinde uygulanmıştır. Ben, büyük buluşlar yapan büyük ulusuz dememiş miydim? Alın işte! Atatürk’e duyulan sonsuz saygı ve sevgi laikliğin kabulünü ve uygulanmasını sağlamıştır yoksa bunca İslam Şeriatı ile yaşayan ülkenin hiç biri ne daha önce ve ne de daha sonra böyle çarpıcı bir değişikliği yapamamıştır. Sonuçta, bir İslam toplumunda, daha önceden öngörülemeyen bir yaşam biçimi ortaya çıkmıştır ve bu yaşam biçimi, beraberinde, Cumhuriyetin yurttaşlarına özgü, Türkiye’ ye...
CUMHURİYET YENİ BİR YAŞAM BİÇİMİ Mİ YARATTI?
Evet, şüphesiz! Cumhuriyet getirdiği yenilikler ile yeni bir yaşam biçimi yaratmıştır. Cumhuriyetin getirdiği yenilikler çoktur. En önemlilerinden birisi laiklik devrimidir. Laiklik dışında Cumhuriyet o denli büyük değişiklikler yaratmıştır ki bu küçük kitabın sınırlarını çok aşar. Laiklik ilkesi ve diğer modern değişiklikleri ile birlikte Cumhuriyet eskisinden çok değişik bir yaşam biçimi yaratmıştır. Laiklik ilkesinin getirdiği yaşam biçimi giderek felsefeye dönüşecekti ki Türklam ile birlikte bu dönüşüm sağlanmıştır. Laiklik, “ dinin devlet işlerine karışmaması ve kişilerin kendi inançlarını kendi bildikleri gibi yönlendirmede...
YENİ BİR AD’A NEDEN GEREK VAR?
Bilim ayrıntılar ile ilgilenir ve ayrıntılara önem verir. En küçük farklılığa dahi isim vermek bilimin görevidir ve çok yararlıdır. Tıp da böyledir. Mühendislik de böyledir. Temel bilimler de böyledir. Böylece bir konu hakkında konuşanlar hangi ayrıntıdan söz ettiklerini daha iyi bilir, daha iyi tartışır, daha kesin ve daha somut bir sonuca ulaşabilirler. Türklam da yeni bir felsefe gözlemlediğine ve ona dayanan yeni bir yaşam biçimi önerdiğine göre, bir yeni doğandır, bebekten bile küçüktür ve birçok farklı yönleri bulunur. Yenilikleri dolayısıyla da yeni bir ada hak kazanır. Türklam adı benim seçimimdir. Türk adı ile başlayan...