CategoryTakımın Renklerini Belirlemek Gerekir

SÖYLEŞİ – DEVAM

S

Henüz devletle ilgisi yok, ancak 1931’de laiklik, Cumhuriyet Halk Partisinin 6 okundan birisi haline getiriliyor. Böylece gelecek hakkında bir ışık yanıyor. Ancak Atatürk bekliyor. Ne bekliyor? Herhalde bazı göstergeleri var, sadece kendisinin bildiği, onlara bakıyor. Laiklik gelecek ve ülkedeki en büyük devrim yapılacak ama öyle yapılacak ki devrim niteliğinde olmayacak. Uyuyan dev uyandırılmayacak mı yoksa? Şimdi bilinmez ki! Değişiklik gelecek ama değişiklikmiş gibi olmayacak. Reform olacak ama reform gibi olmayacak. Neden? Yanıtı hepiniz biliyorsunuz… CHP’nin laik olması sindirildikten çok sonra, ancak 1937 de laiklik anayasada...

57. FARKLAR ÜZERİNDE DURMAYINIZ

5

Türklamda etrafınıza duvar örmeyiniz.

Farklar üzerinde durmayınız, benzerlikleri arayınız.

Hepiniz sınır ötesi düşmana karşı savaşan ve bilimsel yarışa giren uluslara ve zamana karşı ve yabancı spor karşılaşmalarında ter döken kardeşsiniz.

O halde neden içerideyken birbirinizle uğraşırsınız?

Türklam liyakatli kardeşlerini tanır ve yüceltir.

Bazı farklar yenilikleri getirir, onları arayıp bulunuz ve yüceltiniz.

Türk Türkü sevmelidir.

Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için.

50. BAYRAKLAR

5

Türklamın bir de kendisini onurla tanımlayacak ve temsil edecek bayrağı olmalıdır. Çeşitli dinler kendi simgelerini ulusal bayraklara iyice yerleştirmiştir. Ulusal bayraklardaki en sık görülen simgeler Hristiyanların haçı ve Müslümanların hilalidir. Türklam din değildir. Bu nedenle simgesi bulunmaz. Adı üzerinde Türk işi bir batılı yaşam biçimidir. Türkçe konuşur. Basittir. Bugünü yaşar, yarını planlar. Modern yaşam tarzıdır. Bilimsel yaşamı temel alır.  Türk, Türkçe ve Türklam üçlemesi, ana düşüncesi üzerine yerleşmiştir. O halde Türklam için üç renk bulmamız gerekir. İyiliği temsil eden beyaz, kötülüğü temsil eden kara ve yaşamı...

11. MELEKLER

1

İnsanın hayal dünyası sınırlı, bilimsel atılımları ise sınırsızdır. İnsanların geçmişte oluşturdukları ve bugünlerde de inanılan dinlerde,  birden çok tanrı, özel adları ve kendilerine özgü işlevleri ile tanımlanmıştır. Google arama motoruna girdiğinizde binlerce senedir insanların çok sayıda tanrı icat ettiklerini kolayca görür, adlarını ve özelliklerini isterseniz öğrenebilirsiniz. Sonradan gelen İbrahimi dinler diye adlandırılan tek tanrılı dinlerin,  çok tanrılı dinlerin tanrılarını meleklere indirgediğini,  kendi dinlerini çok sayıda ve rütbede melekler ile doldurduğunu görürsünüz ve anlarsınız ki çok tanrılı dinlerin...

TÜRKLAM YAŞAM BİÇİMİ

T

Şimdi… Cumhuriyetin yasalarına uygun felsefemize dayanan yaşam biçimimizi sunmaya çalışacağım. Yaşam biçimi önemli ama bence daha da önemlisi bir işin esasıdır. Herkeste İnanç bulunduktan sonra başınızı örtmüşsünüz veya açmışsınız, ayağınıza bot giymişsiniz veya çıplak gezmişsiniz, kanımca, pek de önemli değildir. Yaşamdaki en önemli olgu zamana uymaktır. Zaman bir boyuttur ve değişkendir. Sürekli değişir ve değişikliğe uymak zamana uymaktır. Zamana uyan İnanç lazım bize, genç heyecan, genç istek, genç heves… İnanın diller bile kendi içinde zamana uyarak değişiyor. Aşağıda okuyacağınız Türklam Yaşam Biçimini her ne kadar ben...

PEKİ, CUMHURİYETTEN SONRA NASIL TÜRK OLUP TÜRKÇE KONUŞUP MÜSLÜMAN KALMIŞIZ -2

P

Atatürk yaşadığı için ve laik olduğumuz için. 1950 sonrası: İsmet İnönü 1973 senesinde öldü. Artık kurucu babalardan hiç birisi yoktu. Farkında değildi laik halk ama artık babası ölmüş öksüz kalmış kişiydi. Yaşlı kurt Atatürk’ün silah arkadaşıydı ve varlığı bile korkutucuydu. Artık halkın laikliği koruyan anayasa maddeleri tehlikedeydi ama kimse durumun farkında değildi. Ülkede iç savaşa benzer bir suni durum yaratıldı. Sonra CIA güdümlü 1980 darbesi yapıldı. CIA güdümlü diye yazdım çünkü resmi Amerikan belgeleri yayınlandı ve böyle olduğunu kendileri yazdılar. Ben masumum. Bu sağcı darbe laiklik karşıtı gizli kişilere umdukları fırsatı...

YENİ BİR YAŞAM FELSEFESİNE GEREK Mİ VAR

Y

Önce hayır. Hayır, çünkü ülkemizde insanların düşüncesini yoğuran ve yönlendiren yüzlerce yıllık          Yaşam Felsefesi, İslamiyet, zaten doğduğumuzda bizlere verilmiş durumda. Bir yenisine neden gerek duyulsun?  Değil mi? Ancak, biraz daha düşünürsek, evet! Evet. Evet,  hatta Türkiye Cumhuriyetinde yaşayanlar için yeni bir yaşam felsefesi ve onun getireceği ( getirdiği ) yeni bir yaşam biçiminden söz etmek, adlandırmak ve yaymak bir zorunluluk, bir mecburiyet, bir yükümlülük, bir farz haline gelmiştir.   Çünkü halen uygulanan yaşam biçimi, kişisel ve toplumsal huzuru sağlayamamaktadır...