Ben Türklamı yazarken, başlangıcında değil ama ortasına doğru, yani başlangıçtan 10 sene falan geçtikten sonra, Atatürk’ün de Türklam biçimi bir düşünce yapısını, yaşam biçimini oluşturduğunu, böyle bir yola gittiğini düşünmeğe başladım. Beni, Atatürk de Türklama doğru gidiyormuş, diye düşündürten en önemli nokta, devrimlerini, uzun bir zaman birimi içine yaymış olması. Demek ki hepsi birden aklına gelmemiş. Benim de gelmemişti. Devrimlerini aralıklarla, zamana yayarak gerçekleştirmiş olması. Eh, insanın aklına çözüm zamanla geliyor. Ben de öyle yapmadım mı? O Önüne çıkan problemleri teker teker çözmüş. Ben de yavaş yavaş, ...
57. FARKLAR ÜZERİNDE DURMAYINIZ
Türklamda etrafınıza duvar örmeyiniz.
Farklar üzerinde durmayınız, benzerlikleri arayınız.
Hepiniz sınır ötesi düşmana karşı savaşan ve bilimsel yarışa giren uluslara ve zamana karşı ve yabancı spor karşılaşmalarında ter döken kardeşsiniz.
O halde neden içerideyken birbirinizle uğraşırsınız?
Türklam liyakatli kardeşlerini tanır ve yüceltir.
Bazı farklar yenilikleri getirir, onları arayıp bulunuz ve yüceltiniz.
Türk Türkü sevmelidir.
Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için.
29. KURBAN KESMEK
Sözlüğe göre Kurban tanımı şöyledir: Dini bir terim olarak kurban, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet ( ayin ) maksadıyla belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.
Türklam Yaşam Biçiminde hiçbir nedenle kurban kesmek diye bir adet olamaz çünkü Türklam din değildir. Ne dini terime gereksinimi vardır ve ne de dini uygulamalara gerek duyar.
Kısaca Türklamda kurban ve kurban kesmek gibi işlemler bulunmaz, uygulanmaz.
Türklamda bütün uygulamalar Türkçedir.
Türklam çok basit bir Yaşam Biçimidir.
4. TAPINMANIN DİLİ
Türklamda, tapınmanın dili, kuşkusuz, Türkçedir.
Bir kişinin içindeki inancı ile konuşması esnasında, duası esnasında, ana dilinden farklı bir dil kullanması yetersizliğe yol açabilir.
İnancınıza ana diliniz ile konuşun; başka her dilden daha iyi anlatırsınız.
Ne istediğinizi biliniz, hedefinizi ayrıntılarıyla saptayınız, kendinizi iyi bir biçimde ifade ediniz ki yanlış anlama, yanlış anlaşma olmasın; hedefinize odaklanınız, yoğunlaşınız.
İyi Türkçe konuşabilmeniz için iyi laik eğitim görmeniz gereklidir. Bu bakımdan iyi eğitimi savsaklamayınız.
Her ulus kendi dilinde tapınmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dili Türkçedir.
İLERİDE NE OLACAK
Anlaşacağız, başka ne olacak! O kadar çok ortak noktamız var ki! Hepimiz Türk’üz, hepimiz Türkçe konuşuyoruz ve hepimiz bu topraklardan karın doyuruyoruz. Az birliktelik mi bunlar? Türkiye’deki insanların Türklük ile Araplık arasında tercih yapacakları bir süreç yaşıyoruz. Türklam’ı seçerler ise hem Türk kalacaklardır hem de ismen de olsa Müslüman ama Arap olmayacaklardır ve Arapça konuşmayacaklardır. Türklam’ı reddederlerse Arap olacaklardır ve Arapça konuşacaklardır; İslam Dininin Araplaştırdığı 23 millet gibi. Araplaşma gökten bir anda inmez. Zamana yayılır. Bu nedenle gülüp geçmeyiniz. Etrafınıza bakınız. Onlarca Arapça...
BÜYÜK KANDIRIŞ
Bu konuyu daha önce anlattım. Ne var ki önemine binaen birkaç kez daha değineceğim. Büyük Aldanış kısaca, yeni bir dine giriyorum diye işe başlayıp, dini öğrenirken, öğrenirken, öğrenirken, öğrenirken, öğrenirken, giderek ulusal kimliğini yitirme ve ana dilinden vaz geçme yanlışıdır, aldanışıdır. Birileri sizi fena kandırmış. Sizi muazzam bir yanlışa sevk etmiş. Bu kandırmanın metodunu ileride anlatacağım. Şu anda sadece yanlışı görün, yeter. Büyük Yanlış Suriye Milletinin bir bireyi iken İslam Dinini kabul edince, iyice öğrenip uygulayacağım diye gayret ederken, bin sene sonra kendi ardıllarını Arap Milletinin bir bireyi bulmasıdır...
BÜYÜK ALDANIŞ
Aldanmak veya kanmak eş anlamlı sözcüklerdir. Aldatmak veya kandırmak da eş anlamlı sözcüklerdir. Birisi aldatır diğeri aldanır. Birisi kandırır diğeri kanar. Bu kadar basit mi? Ülkemizin değil ama kan kardeşlerimizin böyle bir süreci, aldatılmak ve aldanmak veya kandırılmak veya kanmak sürecini, çok, çok, çok önceden yaşadığı anlaşılmaktadır. Neden söz ediyorum? Açıklayayım. Göktengri ( Göktanrı ) dininde iken din değiştiren atalarımızdan söz ediyorum. Din değiştiren kişi ana dilindeki adını terk edip Arapça ad almış. Yeni ana din kitabındaki, “ bu kitabı Arapça okuyunuz,” emri ile de Arapça öğrenmiş. Böylece farkında olmaksızın...
ŞAŞKIN AYDINLAR
Dil eşittir onur. Dilini terk etmek onursuzluktur, şerefsizliktir. Dil davası, uzun süren davadır. Atatürk, Türkçeyi, Arapçanın etkisinden, Farsçanın metkisinden kurtarırken, genelde bu durumu küçümseyen Türk aydını, kendi topraklarında halkının kullandığı sözcükleri tarayacağı yerde, kendi yeğen uluslarından alacağı sözcükler ile dilini zenginleştireceği yerde, bir Türkiye Cumhuriyeti Türkçesi yaratacağı yerde, batı dillerinden alıntılar yapmıştır; Türkçeyi aşağılamış ve Osmanlıca denen ara dile tutunmaya çalışmıştır. Giderek Türk dilinin, bilim dili olamayacağını iddia eden kof bilim adamları çıkmıştır. Hatta özgür ulusal...
DÜŞ GÖRMEĞE DAVET
Bir önceki yazımda, kanıma göre, Türkiye’nin ve Türkçenin kurtuluşu, Atatürk Devrimlerinin toplam sonucu olan Türklam, zaten Araplaşmış Türk halkı tarafından kabul görmeyecek ve ne Türkiye ve ne de Türklük Araplaşmaktan kurtulamayacak diye bir kara tablo çizmiştim. Bu karamsar kabloyu değiştirelim mi? Biraz da GÜNDÜZ RÜYASI görmeğe ne dersiniz? Ya Osman Bey veya ardıllarından bir sultan, Türklam’ı bulsaydı da Türkçe, Atatürk’ün taktığı motora 600 sene önce kavuşsaydı ne olurdu? Biraz kurgu, biraz gayret haydi! Bir gündüz düşü işte! Türkçe bilen, radyo, televizyondan Türkçe yayın yapan 25 ülke ve 500 milyon insan olmaz mıydı? Türkçe...
TÜRK DİL KURUMU TEKRAR AÇILMALIDIR
Atatürk’ün kurmuş olduğu Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu gereklidir ve yeniden ayrı ayrı açılmalıdır. Arzu edenler özel isimler ile anılabilecek Atatürk Türk Dil Kurumu veya Ziya Gökalp Türkçe Kurumu veya Evren Efendi Resim Kurumu gibi kurumlar kurabilirler. Ancak o kurumlar belirli bir insanın yaşamı boyunca geliştirebildiği düşüncelerine bağlıdır. Oysa düşünceler evrimleşir, insanlar gelir, geçer, ulus devam eder. Sadece ulusun adını taşıyan Türk Dil Kurumu, kişilerin görüşlerine bağlı kalmadan, ulusun çıkarlarına uygun çalışmayı ve üretmeyi sürdürür. Ayni düşünce Türk Tarih Kurumu için de geçerlidir ve Türk Tarih Kurumu bu ad altında...