CategoryAtatürk İslam Dininde Reform İstemedi

SÖYLEŞİ – DEVAM( SON)

S

Bunu görüp de kesin çözüm arayan tek insan bence Atatürk idi ve bence bu büyük adamın düşüncesini kimse anlamadı. Belki anlayan olmuştur sinmiştir. Belki anlayan çıkmıştır, susmuştur. Belki anlayan olmuştur, zamanı gelmedi diye düşünmüştür. Bence şimdi, zamanıdır; hatta biraz da geç bile kaldık diye düşünüyorum.. Düşünce ile ancak düşünce baş edebilir. Bir düşünceyi ancak başka bir düşünce ile yenebilirsiniz, onunla ancak düşünce marifetiyle baş edebilirsiniz. Rahat bırakınız okulları ve kişileri. Düşünceye bakınız düşünceye! İslam dininde reform, sizi, ayni düşüncenin çeşitlemelerine, mezheplere ve tarikatlara götürecek ve sonu gelmez...

SÖYLEŞİ – DEVAM

S

İşte bunlardan dolayıdır ki bence Atatürk de Türklama gitmekteydi. Zaman, zaman, zaman! Sabırlı Atatürk’ün bence en büyük arkadaşı zaman olmuş. Bu adam çok akıllı, çok temkinli, çok realist bir adam! Hiç hayalci değil. Ayakları devamlı yere basıyor. Zamana oynuyor. Zamana oynarken bir de mesaj vermiş, anlayana! .Ne demiş? “Beni görmek, beni tanımak demek, mutlaka benim yüzümü görmek değildir,” demiş. “Düşüncelerimi anlarsanız beni tanımış olursunuz,” demiş. Demiş de biz hangi düşüncesinden söz ettiğini anlayabilmiş miyiz? Bence zamana yayılan sır mesajı budur. Düşünceden bahsetmiş. Hangi düşünceden? Harf devrimi, kıyafet devrimi, gördüğünüz...

SÖYLEŞİ – DEVAM

S

Yani İslam Dini kalacak ve Mustafa Kemal Atatürk, bu dinin altında, bir,  ne kuracak, tarikat mı, mezhep mi, ne? Yani Atatürk İslam dininde bir mezhep kurucusu olacak, öyle mi? Biraz daha şakacı yaklaşım takınalım. Tarikatın adı ne olacaktı, bir bakalım, arayalım da bulalım? Laiklam mı? Güzel isim değil mi? Mezhebin adı ne olacaktı? Yine düşünelim, arıyoruz,  eveeeet ve buluyoruz? İmam Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin Atatürki Mezhebi. İyi mi? Ben bunlara gülüp de geçerim. Ama Atatürk zamanındaki akıllılar herhalde bunu görmemiş olacaklar ki gülüp de geçmemişler ve reformların tanınmasını istemişler.  Anlaşılan reform...

SÖYLEŞİ – DEVAM

S

Akıllılar doğumu görmüşler, reformları izlemişler, isim istiyorlar, isim de vermiyor. Neden? Çok mu ihtiyatlı? Ne bekliyor? İsim aranır, bulunurdu. Türkiye adı gibi! Türklam adı da bulunabilirdi veya benzeri. Durum için de yeni bir isim, tartışılır, bulunurdu. Bence Atatürk bunu istemiyor, çünkü bence, yine tekrar ediyorum, bence, Atatürk geçmişi eski hali ile istemiyor da ondan. Bu benim düşüncem, yineliyorum. Dinde reform yaptım deseydi, bu o kadar büyük bir tuzaktı ki, hemen anlamak olanaksız. Bu tuzağı çok çok iyi görmüş olmalı. Bu tuzaktan kaçmış. Bakınız reform adını taksa ne olacak! Bir kere, reform adını taksa, eski ile yeni...

SÖYLEŞİ – DEVAM

S

Atatürk, eğer İslam dininde yaptığı değişikliklere reform adını takmıyorsa, demek ki reformu istemiyor ise, peki ne istiyor? Halk zaten çoğunlukla laik olmuş. Artık bir kadın ile evleniliyor, kadın hakları var. Kadın mirastan pay alıyor. İslam dini en önemli yapısı olan şeriattan yoksun. Kurallarının çok azı, o da göstermelik olarak uygulanır ve İslam dininde gelmiş,  geçmiş en büyük reform gerçekleştirilir de neden reform denmez, yani, pardon, neden reform yok, denir? Neden bir isim takılmaz? Neden reform tanınmaz? Neden var olana yoktur denir? Bilmem? Siz biliyor musunuz? Ben hem bilebiliyorum ve hem de bilemiyorum. Kesin değil...

SÖYLEŞİ – DEVAM

S

Henüz devletle ilgisi yok, ancak 1931’de laiklik, Cumhuriyet Halk Partisinin 6 okundan birisi haline getiriliyor. Böylece gelecek hakkında bir ışık yanıyor. Ancak Atatürk bekliyor. Ne bekliyor? Herhalde bazı göstergeleri var, sadece kendisinin bildiği, onlara bakıyor. Laiklik gelecek ve ülkedeki en büyük devrim yapılacak ama öyle yapılacak ki devrim niteliğinde olmayacak. Uyuyan dev uyandırılmayacak mı yoksa? Şimdi bilinmez ki! Değişiklik gelecek ama değişiklikmiş gibi olmayacak. Reform olacak ama reform gibi olmayacak. Neden? Yanıtı hepiniz biliyorsunuz… CHP’nin laik olması sindirildikten çok sonra, ancak 1937 de laiklik anayasada...