Bunu görüp de kesin çözüm arayan tek insan bence Atatürk idi ve bence bu büyük adamın düşüncesini kimse anlamadı. Belki anlayan olmuştur sinmiştir. Belki anlayan çıkmıştır, susmuştur. Belki anlayan olmuştur, zamanı gelmedi diye düşünmüştür. Bence şimdi, zamanıdır; hatta biraz da geç bile kaldık diye düşünüyorum.. Düşünce ile ancak düşünce baş edebilir. Bir düşünceyi ancak başka bir düşünce ile yenebilirsiniz, onunla ancak düşünce marifetiyle baş edebilirsiniz. Rahat bırakınız okulları ve kişileri. Düşünceye bakınız düşünceye! İslam dininde reform, sizi, ayni düşüncenin çeşitlemelerine, mezheplere ve tarikatlara götürecek ve sonu gelmez...
SÖYLEŞİ – DEVAM
Toparlıyorum, bence, Türkiye’de, bütün ilklerin hepsi Atatürk’ündür. Türkiye sözcüğünün de, Türkçe’nin onurlandırılmasının da, Türklerin ilk kez bu ad altında bir ulus devleti oluşunun da ve Türklamın da. Düşüncesini görmek isteyen için. Ben sadece isime katkıda bulundum, o kadar. Galatasaray ve Beşiktaş gibi olabilir miyiz bilmiyorum ama umuyorum. Bazımız Müslüman, bazımız Musevi, bazımız Türklam, ama hepimiz Türkiye Cumhuriyetini sayan ve seven ve onu koruyan ve yücelten, yasalarına ve kurallarına saygılı birer Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olabilir miyiz? Liyakata inanan. Hepimiz Türkiye birinci ligi takımı. Milli maç yaparken bütün ulusun...
SÖYLEŞİ – DEVAM
Ben Atatürk hayranıyım. Ancak hayranlığımın beni yanlış yönlendirdiğini de sanmayın. Ben öyle inanıyorum ki, eğer Atatürk, ikinciliğe soyunan bir insan olsaydı, Osmanlı Devletini devam ettirir, kendisi padişah olurdu. Fırsat düşkünü olsaydı, halifeliği devam ettirir, kendisi halife olurdu. Az şeyler mi bunlar? Ayrıca, teklif edilmemiş mi sanıyorsunuz? Edilmiş, edilmiş. Hayır demiş, istememiş. Benim Atatürk’üm, öyle inanıyorum ki, kesinlikle ikinciliği hedef alan bir kişi değildi. Gerçek büyük adamdı o. Yalansız, dolansız. Büyük ve küçük kandırmacası olmayan. Kanun adamı. Kural adamı. Benim Atatürk’ümü başka bir kişinin kurduğu...
SÖYLEŞİ
Değerli okuyucular, sevgili düşünürler, işte böylece Türklamı bitirdik. Evet, sizlere Türklam adıyla anlatabileceklerim bitti. Okudunuz ve düşündünüz. Türklamı bütün yüreğimle ve ciddiyetimle yazdım. Süresi Söyleşi’ye kadar 18 yıldır. Epeyce uğraşmışım değil mi? Az süre değil, tam 18 sene.. Bir de yazar olarak, okuyucu ve düşünür ile biraz daha az resmi, biraz daha az ciddi, biraz da dertleşme havasında bir son söz yazıp içimi dökmek istedim. Adını da söyleşi koydum. Söyleşi tam bir SONSÖZ. Söyleşi sanıyorum 20 sahife kadar yer alıyor. Ben tamamını bir kerede yayınlamayacağım. Sayfalara bölerek bir iki hafta içinde...
KENDİNİZİ DİZGİNLEYİN
Geçen makalenin sonunda, kolay gelsin, başlayın dendi. Ancak yaşamımız kendi elimizde artık diye de vurup kırmağa başlamayın lütfen. Ilımlılık kolay elde edilen ve çabuk gelen bir beceri değildir. Bu nedenle, kendinizi dizginleyin, aşağıda sayılanları akılda tutun ve uygulayın. Bunlarsız da Türklam olunmaz. Türklam bireyleri, yaptıklarınızdan ve başarılarınızdan gurur duyun ancak bu gururu başkalarını incitecek ve zarar verecek biçimde belli etmeyin, hissettirmeyin. Türklam bireyleri, açgözlü olmayın. Hepiniz ayni gemidesiniz, başkasından çaldıklarınız geminin fakirleşmesine yol açabilir. Gemi batarsa hepiniz batarsınız. Hırsızlık ve...
14. EŞİTLİK
Ben hukukçu değilim. Şimdi hukuk hakkında yazacağım. Yasalar önünde hepimiz eşitiz diye biliyorum. Cumhuriyetimizin getirdiği harika özelliklerden birisidir bu. Herkes insanların yaptığı yasalar önünde eşittir. Böyle biliyorum. Kural kuraldır. Kural ve yasa, herkes eşittir diyorsa eşittir. Pekiyi nasıl oluyor da bir siyasetçi arkasından 200 otomobil ile sokaklardan geçerek insanların gezme özgürlüğüne kısıtlayabiliyor? Bu eylemin neresinde eşitlik var? Bunca otomobilin ve refakatin parasını kim ödüyor? İsterse kendisi versin ödesin, kimsenin özgürlüğünü engellemeden, yolları kapatmadan geçsin. Nasıl oluyor da tek bir kişi için her yer...
BİR DEVLETİN YAŞI GÖZ ÖNÜNE ALINDIĞINDA
Yeni doğan bir devletin, Yaşı ölçülür, Bebek adımıyla. Türkiye Cumhuriyeti ise, İslam’a inananların tek laik ülkesi, Yok ki eşi, benzeri! Geleceği, Nasıl gelişecek bilinesi? Zavallılar, Ne demokrasiden vazgeçebilir, Ne de laikliği unutabilir, Ama hepsi din tabağında, Arap ruh emperyalistlerinin ağında, Kolay satın alınan dinci adamlarıyla, Lezzetli yemekler tadında, Diğer devletlerin sofrasında! Bunu bir türlü kavramamaksa, Onların kaderi; Kısa yaşamlarında. Devletlerinin yaşı da, Böylece, Açıkladım ya, Ölçülür, Bebek adımıyla. Şimdiyse Türklam çıktı ortaya, Türk, Türkçe Türklam’la Davetlisiniz uzun yaşamaya. Kader, kısmet, gelecek, Artık...
TÜRKLAMIN KURALLARININ NEDENİ
Türklam’ın kuralları, anlatıldığı gibi, laik kişilerin ve laik toplumun sınırlarını çizebilmesi ve koruyabilmesi için gereklidir ve esasında Cumhuriyet Türkiye’sinde bu olgunun başlaması ve öğretisi gecikmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin başlangıcı milli devlettir, bir ulus devlet kavramı getirildi ve bu kavram işlendi. Artık kimse Osmanlı’yım demiyor, Türküm diyor. Cumhuriyet Türk kavramını geri getirdi, yerleştirmeye çalıştı. Eşzamanlı devrimlerle, Türk Dil Kurumu kurularak halk Türkçe konuşmağa özendirildi. Dil arılaştırılıp eski benliğini bulmasına yardım edildi. Cumhuriyet Türkçeyi geri getirdi, yerleştirmeye çalıştı. Ayni devrimlerle...
LAİKLİĞİN DOĞURDUĞU BOŞLUK
İstesek de istemesek de, sevsek de sevmesek de laiklik ilkesinin getirilmesiyle ülkemizde bir tür boşluğun doğduğunu kabul etmemiz gerekir. Laiklik ilkesinin boşluk doğurduğunu bugün kolayca görebiliyoruz, çünkü bugün için, kendisini laikim diye tanımlayan kişiler vardır ve bu kişiler laiklik ilkesi getirilmeden önceki inancın önerdiğinden farklı bir yaşam sürmektedirler ki bu durum eski inançlarını az çok değiştirdiklerini gösterir. Gerçekçi olalım. Laiklik ilkesi Türkiye’de İslam’ın önerdiğinin dışında bir yaşam başlatmıştır ve bu yaşam sürmektedir. İslami elbise giyen Suudi Arabistan kralına bakın, İran’ın cumhurbaşkanına...