Gezip görenleriniz bilir, bugün Selanik’te ( Yunanistan), Filibe’de ( Bulgaristan ), Üsküp’te ( Makedonya ) eski kent ( old town ) adı altında korunmuş bölgeler vardır.
Bunlar Osmanlı imparatorluğu esnasında buralarda yaşayan Türklerin Mahalleleridir.
Hırvatistan, Sırbistan, Bosna-Hersek, Yunanistan, Romanya gibi ülkelerin hemen her büyük kentinde vardır.
Olay şöyle gelişmiş. Bu kentleri savaş ile ele geçiren Türkler, bakmışlar buralarda Protestanlar, Katolikler, Ortodokslar yaşıyorlar, çağa uygun giysiler giyiyor, çağa uygun yaşıyorlar, müzik var, dans var.
Türkler ise ha babam Arapça öğreneceğim, Arap adetlerini alacağım diye uğraşmaktalar; dua ediyorlar, din kitabı okuyorlar.
Baktılar bol yabancı var, kendilerini kapattılar.
Yönetmek yerine kendini kapatan yönetici hiç işittiniz veya okudunuz mu?
Hitler Yahudileri kapattı getto adında mahalleye. Başkalarıyla karışmasınlar diye.
Yönetici Türkler kendilerini kapattılar, kendi mahallelerine yönettikleriyle karışmamak için.
Arap adetleri alan Türkler Araplaşmak için büyük gayretler peşindeler. Kadınlı erkekli Türk yaşamından vaz geçiyorlar; kadınları hareme kapatıyorlar, kafesli evler yapıyorlar, dünya değişirken hala sarık giyiyor, adalet değişirken hala kadı ile iş görüyor, ağır sanayi gelişirken bunlar dua ediyor, matbaa makinesi çıkmış bunlar el yazmasında. Bunun gibi bir sürü şey.
Koca kentin içinde kendilerini bir mahalleye kapatıyorlar.
Türk Mahallesi getto oluyor. Dünyadan kopuyorlar. İnsanlığı ve ahlakı Arap gözlükleriyle görüyorlar.
Dünya ile bağlarını kopartıp öbür dünyaya gitmek için bu dünyanın verdiklerine sırt çeviriyor, cami yapıyor ve çocuklara medrese adını verdikleri okullarda sadece din öğretiyorlar.
Sonunda ellerinde ne dilleri kalıyor ne yöneticilikleri, toprakları ne evleri.
Arap Dinine girdikten sonra kendimizi Araplaştıracağız diye uğraşırken, kendilerini kapattıkları mahallelerde, Trakya’daki anavatanımız, koskoca topraklar, 3 milyon kilometre kare toprak yok oldu.
Şimdi elimizde küçük bir Trakya ve küçülmüş bir Anadolu var.
Değerli akıllı, okuyan, düşünen yurttaşlar. Lütfen Türklam’ı anlayınız, kabul ediniz ve yayınız ve bu, bütün Atatürk Devrimlerinin toplamı ile ülkemizi ve dilimizi koruyunuz, daha ileriye götürünüz.
Kendinizi kapatmayınız, açınız.
Rezillikleri eziniz.
En önemli silahımız gülüşümüzdür.