Her on senede bir yinelenen askeri uyarılar, Cumhuriyeti daha ne kadar süre koruyabilir? Koruyucu görev, artık, Cumhuriyet’e inanan, Türklam’ı kabul eden, sokaktaki yurttaşlara devredilmelidir.
Sokaktaki yurttaşların öncüsü laik aydın vatandaşlarımızdır. Çünkü ülkemiz halkı Fransız Devrimi gibi bir halk devrimiyle uyanmadı. Atatürk’ün getirdiği devrimler sayesinde aydınların halkı uyandırmasıyla medenileşti. Bu nedenle, Türklam zaten Atatürk devrimlerinin sonuncusudur, aydınlarımız tarafından laiklik gibi kabullenilmeli ve halka anlatılmalıdır.
Zaten Türk Silahları Kuvvetleri’nin de Atatürkçülüğü, dinsel kalıpların yanı sıra ve adeta onun üstünde, adeta dinin üstünde, bir üst ekin yapısıyla benimseyip kabul ettiğini ve öğrettiğini, yani adını koymadan bir tür Türklam yaptığını ileri sürmek, aşırı bir iddia mı olur? Ayni tümceyi bir daha yineliyorum.
Türk Silahları Kuvvetleri’nin de Atatürkçülüğü, dinsel kalıpların yanı sıra ve adeta onun üstünde bir üst ekin yapısıyla benimseyip kabul ettiğini ve öğrettiğini, yani adını koymadan bir tür Türklam uyguladığını ileri sürmek, aşırı bir iddia mı olur?
Silahlı Kuvvetler de Cumhuriyeti, Atatürkçülük adı altında tanımladıkları bir ekini ekerek korumuyorlar mı?
Onlar da yurt dışı kökenli etkileri, yurt içi dinci sızmaları gözleyip her yıl önlem almıyor mu?
Esasında Atatürkçülük adı altında oluşturdukları öğreti, gerçekten bir tür Türklam değil mi?
Asker Türklam olmuş ama isim konmadığı için farkında değiller, demek en doğru saptamadır. Bugünden itibaren, Türklam’dan itibaren, Silahlı Kuvvetlerimizin görevine bir yenisi katılmalıdır ve o da askerlerimize Türklam’ı öğretmek olmalıdır.
Silahlı Kuvvetler her ülkede subaylar tarafından yönlendirilir. Subay sınıfı Silahlı Kuvvetlerin beyni, yüreği, karaciğeri, böbrekleri ve üreme organıdır. Subay olmadan askeri güç olmaz. Bu nedenle Türklam önce askeri okullarda subaylara öğretilmelidir ki onlar da yöneteceklerine anlatsınlar. Subaylar bu ülkenin en aydın insanları olagelmiştir ve bu niteliklerini asla yitirmemeli ve buna karşı çıkacak her iktidarı düşman görmelidirler. Düşman neyi hak ediyorsa öyle davranmalıdır. Subaylarımız Cumhuriyeti ve demokrasiyi koruyan en önemli gruptur ve en onurlusudur. Asla iktidar heveslisi olmamışlardır ve olmayacaklardır. Türklam sivil aydınlardan önce subay aydınlarımızın meşalesi ile aydınlanacaktır. Bu ülkeyi bir asker kurdu. Askerler var oldukça da yaşamını sürdürecektir. Başka türlüsü bu coğrafyada olanaksızdır. Sürekliliğimiz Türklam sayesinde sağlanacaktır. Türklam’ı orduya subaylarımız öğretecektir ki bu onlar için bildikleri bir konudur çünkü Türklam Atatürkçülüktür.
Tanıdığımdan bu yana görüşlerinizin benimkiyle örtüşmesi nedeniyle ilgi ile okuduğum kitabınızdan sonra günlük yazılarınızı da aynı ilgi ile okumaya devam edeceğim. Kaleminize sağlık!
Çok iyi tanımlanmış ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Atatürkçülük anlayışıyla değerlendirilmiş; çok beğendim…