Türklam hangi kardeşliği yeğleyecek? Bir din kardeşliği var, bir de kan.
Müslümanların ve Hristiyanların, “ din kardeşliği ” önerisi, tasarısı, kanımca, içi boş gerçeklerden ileriye gitmiyor.
Nasrettin Hoca’nın göle yoğurt mayası çalma paralelinde gerçekçiliğe sahip. Her şeyden önce gerçek değil, yani genetik, yani irsi, yani kan bağı söz konusu değil. Sonra, Ermenistan Ermenileri de, Müslüman olabiliyor, Yunanlılar da, Ruslar da, Araplar da. Saydığım bu ulus bireylerinin Türklerin yeminli düşmanları olduğunu Mısır’daki sağır sultan bile işitti, bir Araplaşan Türkler tıkadı kulaklarını.
Biraz geriye gidersek, 1915-1919 savaşı esnasında yaşananları da yok sayamayız, değil mi?
Din kardeşiyiz diye, yüzyıllardır koruyup, beslediğimiz Ermeni’ler, Kürt’ler, Suriyeliler, Iraklılar ve Araplar vurup öldürmediler mi temiz Türk çocuklarını ve Türk askerlerini hem de arkadan?
Böyle kardeşlik mi olur? Biz Arap’ı koruyacağız, din kardeşiyiz diye, onlar ise bizi vurup öldürecek, Türk’üz diye. Olacak şey mi? Kabul edilecek durum mu?
Bilindiği gibi Türklam yumuşak bir düşüncedir. Kin nedir bilmez. Kardeşlik iyidir, der. Ancak sahtecilik de istemez.
Gerçek kardeşlik genetik kardeşliktir. Gerisi sahteciliktir.
Arapların dünya fatihi olacağız rüyasını gerçeğe döndüreceğiz diye kendimizi öldürtemeyiz, değil mi?
O halde bağlayalım. Türklama göre sadece Türklerin kardeşliği vardır, kan kardeşliğidir, akrabalık bağıdır, gerçek kardeşliktir.
Türklamda din kardeşliği yoktur çünkü Türklam din değildir.
Din kardeşliği aldatmacası Büyük Kandırma faaliyetlerinin küçük bir parçasıdır.