Sevgili İnsanlar: Sizler aklınız erdiğinden beri hep ayni soruyu sormaz mısınız? Neden yaşıyorum? Neden dünyaya geldim? Burada ne yapıyorum? Yaşamın, yaşamımın gayesi nedir?
Öyle ya, ölüp gidiyor insan. Gözünüzden uzaklaşıyor, kulaklarınız sesini işitmiyor. Ya dünyada kazandıkları? Bunca çalışıp, didinmenin ve kazanmanın ne haksız sonucu bu kefen! Üstelik ister altından olsun ister bezden!
Soruların yanıtını Türklam vermektedir sizlere. Ancak soruyu da doğru sormanız gerekir.
Soru, “ Biz insanlar,” diye başlamalı çünkü sadece siz yoksunuz ki! Birey olarak tek başınıza üreyemezsiniz bile! Bir noktasınız sizler tek başınıza, ağırlığı hiç olan, ancak takım ve toplum yapısıyla eylemlerinizin bir sonuca ulaşabildiği.
Hepinize benzer organlar bağışlanmıştır ve birbirinize eşit gibi görünürsünüz ama kesinlikle eşit değilsiniz. Çünkü sevsek de sevmesek de, saysak da saymasak da eşitler arasında birinciler yaşamaktadırlar. Eşitler arasındaki birincilerinizde inançlar daha hırslı ve daha kapsamlıdır. Birçoğunuz sürüden ayrılan koyunlar gibi yaşam yolunda yitip giderken, eşitler arasındaki birincileriniz, sizlere doğru yolları gösterir veya işaret eder ve toplu gerçeğe doğru, adım adım götürürler sizleri. Böylece bir takımınızın buluşu bir diğerine zemin oluşturur, bir asrın buluşu bir diğerine kapı açar.
Böylece toplumsal insan yapısıyla bilimsel yaratıcılığınız öyle ilerleyecek ve sonunda dünya ve evrenin gizlerini öylesine öğreneceksiniz ki o noktadan itibaren yaratıcılığınız yaradan gibi olacaktır.
Firavunların sonsuz yaşam umudunu gelecekteki sizler gerçekleştireceksiniz.
İşte budur dünyaya geliş nedeniniz, dünyadaki toplu işleviniz, dünyadaki göreviniz.
Ancak bunun için daha ne kadar uzun bir yol var kat etmeniz gereken!
Ayrıca küçük bir not: Eşitler arasındaki birincilerin bazıları kötüdür. Kişisel çıkarları uğruna bütün bir halkı ve ülkeyi felakete götürebilir. Örnekleri vardır, isimlere gerek yok, yaşanmıştır, hepsini öğrenebilirsiniz. Bu kişileri tanıyıp, zamanında, taraftarları ile birlikte ortadan kaldırmalısınız. Gerekirse yasal sivil itaatsizlik yapmalısınız. Sadece eşitler arasındaki iyi birincileri izleyiniz, öbürlerini tuvalete atınız, çekin sifonu, yokluk anaforunda adları bile anılmasın. Kötüler toplumu çıkmaz sokağa iter, kendileri zenginleşir, halk fakirleşir; hem manen ve hem de madden.
Türklam olmak omurga ister. Felaket karşısında dayanıklılık, ağlamak yerine direnmek, savaşmak için cesaret ister. Hesap, kitap, önceden plan, program ister. Gerekirse öç almak ister ki gelecekteki kötüler bir kez daha düşünsünler.
Dinleyiniz: Helal-haram, cennet-cehennem, ahret-kıyamet ve benzer kavramları düşünce temelinden ne denli silip de Türklamın bilimsel fikirlerini beyninize ne denli iyi sindirebilirseniz işte o denli iyi, zengin, başarılı, mutlu ve rahat olacaksınız. Bu sözcükleri kullanmadan konuşmayı öğrenmelisiniz.
Türklam olmak zordur; zaman ister, uğraşmak ister, çalışkanlık ister.