İnsanlar nasıl doğuştan iyiliksever iseler doğuştan da sanatçıdırlar.
İlk insanların mağaralarda yaşadıklarını öğreniyoruz. Mağara duvarları bundan on bin, yirmi bin sene önce, sanat eserleri ile bezenmiştir. Sanatçı beş parmağını ve el ayasını basmıştır duvara; imza yerine, yaptığı hayvan resimlerinin yanına.
Sanat yapmak insanlıktır. İnsanlık sanat yapmaktır. Bu iki durum iç içe gider. Sanat yapmayanlar sadece hayvanlardır dersek belki yanılgı olmaz.
Müzik sanattır. Yazan da uygulayan da sanatçıdır. Heykel sanattır. Yapan sanatçıdır. Resim sanattır, yapan sanatçıdır. Tiyatro sanattır. Yapan oyuncular sanatçıdır. Yazarlık sanattır.
Sanat eserlerini izleyenler, ondan zevk alanlar da sanatçıdırlar ve en azından insandırlar.
Evlerimiz, binalarımız, parklarımız, meydanlarımız, kent düzenlerimiz de sanattır. Güzel kentler vardır çirkin kentler vardır. Demek ki bir kısım insanlar sanatçı diğerleri değildir.
Sanat yaratmak demektir. Böylece sanatçı bir yerde yaratma işlemi yapmaktadır.
İnsanların sanatçılığı bilimde de kendini gösterir. Bir ameliyathanede kullanılan aletlere göz atınız. Hepsi sanat eseridir ve gereksinim duyduğunda sanatçı bilim insanları tarafından yaratılmışlar ve bilim tarafından üretilmişlerdir.
Bisikletlerimiz, otomobillerimiz, uçaklarımız da sanattır. İnsanlar tarafından yaratılmışlardır.
Seralarımız sanattır. Burada doğadan farklı yöntemlerle her türlü sebze ve meyve yetiştirilmektedir ve bir süre sonra belki de insanların bütün yemekleri buralardan elde edilecektir.
Sanat ve bilim iç içedir. Sanat olmadan bilim olmaz. Bilim olmadan sanat olmaz. Sanatta ileri giden insanlar ve ülkeler bilimde de ilerlerler.
Türklam bütün sanat dallarını ve sanatçıları sevgiyle ve saygıyla kucaklar ve ülkemize çoğalmalarını bekler ki ülkemizde yaratıcılık artsın, ilerleme sağlansın.
Türklam hem iyiliksever hem de sanatseverdir.