34. SANAT NEDİR

3

İnsanlar nasıl doğuştan iyiliksever iseler doğuştan da sanatçıdırlar.

İlk insanların mağaralarda yaşadıklarını öğreniyoruz. Mağara duvarları bundan on bin, yirmi bin sene önce, sanat eserleri ile bezenmiştir. Sanatçı beş parmağını ve el ayasını basmıştır duvara; imza yerine, yaptığı hayvan resimlerinin yanına.

Sanat yapmak insanlıktır. İnsanlık sanat yapmaktır. Bu iki durum iç içe gider. Sanat yapmayanlar sadece hayvanlardır dersek belki yanılgı olmaz.

Müzik sanattır. Yazan da uygulayan da sanatçıdır. Heykel sanattır. Yapan sanatçıdır. Resim sanattır, yapan sanatçıdır. Tiyatro sanattır. Yapan oyuncular sanatçıdır. Yazarlık sanattır.

Sanat eserlerini izleyenler, ondan zevk alanlar da sanatçıdırlar ve en azından insandırlar.

Evlerimiz, binalarımız, parklarımız, meydanlarımız, kent düzenlerimiz de sanattır. Güzel kentler vardır çirkin kentler vardır. Demek ki bir kısım insanlar sanatçı diğerleri değildir.

Sanat yaratmak demektir. Böylece sanatçı bir yerde yaratma işlemi yapmaktadır. 

İnsanların sanatçılığı bilimde de kendini gösterir. Bir ameliyathanede kullanılan aletlere göz atınız. Hepsi sanat eseridir ve gereksinim duyduğunda sanatçı bilim insanları tarafından yaratılmışlar ve bilim tarafından üretilmişlerdir.

Bisikletlerimiz, otomobillerimiz, uçaklarımız da sanattır. İnsanlar tarafından yaratılmışlardır.

Seralarımız sanattır. Burada doğadan farklı yöntemlerle her türlü sebze ve meyve yetiştirilmektedir ve bir süre sonra belki de insanların bütün yemekleri buralardan elde edilecektir.

Sanat ve bilim iç içedir. Sanat olmadan bilim olmaz. Bilim olmadan sanat olmaz. Sanatta ileri giden insanlar ve ülkeler bilimde de ilerlerler.

Türklam bütün sanat dallarını ve sanatçıları sevgiyle ve saygıyla kucaklar ve ülkemize çoğalmalarını bekler ki ülkemizde yaratıcılık artsın, ilerleme sağlansın.

Türklam hem iyiliksever hem de sanatseverdir.

About the author

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.

Add Comment

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.