Türklamda tapınmak bir önceki makalede anlatıldığı gibi yapılır. Bu durumda tapınmak için düşüncenin kullanıldığı kolayca anlaşılır.
İnanan insan inancını şiir, dans, müzik, resim gibi sanatları kullanarak sergileyebilir. Bilim yaparak yüceltebilir. Böylece kendinize ek güç verirsiniz, daha başarılı olursunuz.
İnancınız sizi, siz nerede olursa olunuz, işitir ve anlar. İnancın bu gücüne inanınız. İnanç en zayıf insanın yakarışını bile en net biçimde duyar ve diler ise inananın gücünü arttırır. Onu başarı ve mutluluğa eriştirir. Çünkü inanç inananın içindedir; dışında değildir.
İnancınız içinizde bulunduğundan, inancınız zaten siz olduğundan, sizin bulunduğunuz her yerdedir. Sizin hazır olduğunuz her an hazırdır. Bu yüzden gerektiği her yerde ve her an tapınabilirsiniz. O halde Türklamda dua için özel bir yere, alana, tapınağa gerek yoktur.
Türklamda Tanrıya dua etmek için bir bina veya tapınağa gitmeye veya bir yöne dönmeye gerek yoktur.
Türklamda tapınak inşa etmek gereksizdir.
Böylece Türklam Yaşam Felsefesinin doğurduğu biçim ile yavaşça karşılaşıyorsunuz. Sizi dünyada en fazla mutlu edecek biçim budur kanısındayım. Çünkü halkımızın belirli bir bölümü bunu senelerdir güzelce uyguladı, uyguluyor ve herkes çok da memnun.