21. BASİTLİK VE UYUTMACA YOK

2

Türklam olmak kişinin kendisini yeniden eğitmesiyle olasıdır.

Olasıdır ki Türklamların çocukları doğumdan alacaklardır.

Ne var ki şimdi, sizlerin Türklamlaşabilmesi ancak kendinizi yok etmeniz ve sonra yeniden inşa etmeniz ile olasıdır.  

Eskiye ait içimizde kök salmış, dallanıp budaklanmış bilgiler ve uygulamalar var. Ancak ve ancak bunların ayıklanması, ortadan kaldırılması ve sonradan kendinizi yeniden inşa etmeniz ile Türklam olabilirsiniz. Kolay becerebilecek işlem değildir bunlar.

Yani, kısaca, Türklam olmak zordur.

Ben becerdim. Size de öneririm.

Zaman alır. Sürekli düzeltmeler gerektirir. Sonuç çok sevindiricidir. Deneyin.

 Türklam olabilmek ömür boyunca sürecek bir uğraştır, ömür boyu öğrenciliktir.

Önce çöpe attığınız kalıbın yerine ne diyeceğinizi bilemez, duraklarsınız. Yerine geleceği bulmak düşünmenize yol açar. Bulunca sevineceksiniz. Bulunca adam olacaksınız. Bakacaksınız ki büyümüşsünüz.

Örneğin, eskiden beri, özellikle alışkanlık nedeniyle,  “ Allah bilir, maşallah, Allah’a emanet ol, Allah yardımcın olsun, Allah’ın lafıdır, Bismillah,  Allah korusun, nazar değdi, Allah nazardan korusun, Allah ne muradın varsa versin, inşallah,” gibi, çok sayıda, burada yer darlığından sayılamayan değimler ve sözler kullanırız. Bunlar içimize çocukluktan yerleştirilmiştir. İşte kullanmamanızı önerdiğim kalıplar bunlardır.

Bir Türklam bu sözcüklerin ve değimlerin hiç birini kullanmaz çünkü bunlar hem gereksizdir ve hem de zararlıdır.

Bu ve benzer sözler, insanın savaş gücünü, direniş ve başarısını azaltabilir; hedefe yönelik inancı güçsüzleştirebilir, insanın azmini köreltebilir, sonuçta insanı başarısızlığa götürebilir; mutsuzluk yaratır, sevinci önler.

Örneğin, zor bir olayı çözemeyince, sonucu, “ Hayırlısı,” diye bağlamak, kişinin afyon yutması gibi, o konunun uyutulmasına yol açabilir; konu çözümsüz kalabilir.

Yukarıdaki ve burada yer darlığından söz edilemeyen benzer sözlerin kullanılması Türklamda önerilmez. Uygununu bulmamız gerekir.

Türklam objektif düşünen ve konuşan tatlı bir insandır.

Önce yukarıdaki sözleri ve benzerlerini söylememeyi deneyiniz, sonra bunlarsız konuşmayı öğreniniz, giderek bu sözlerin öğrettiği düşünce yapısını kafanızdan uzaklaştırınız.

Göreceksiniz, sonuçta daha başarılı ve mutlu olacaksınız.

Türklam dini kalıplar kullanmadan düşünen ve konuşan akıllı ve eğitimli bir kişidir.

Böyle bir yeniden yapılandırmanın zaman alacağı bellidir. Önceden içimize yerleştirilmiş çok sayıda söz ve düşünce kalıplarını kullanmadan konuşmak ve düşünmek bir iki senenizi alacaktır.  

Öyle anlaşılıyor ki Türklam oldum deyip işin içinden çıkamıyor insan.

Türklam olabilmek zaman alır, uğraş ister; zordur çünkü eğitilecek insan,  kişinin kendisidir, içindeki id’dir, içindeki ego’dur.

Daha önemlisi bu kalıpları dilinizden atınca düşünceniz de özgürleşecektir ki işte o zaman gerçekten Türklam olmuşsunuzdur. 

Dini konuşma kalıplarını dilinizden atınca önce biraz duraklarsınız. Ne diyeceğim diye düşünmeniz gerekir. Onları kendiniz bulmalısınız. İleride yeri geldikçe örnekler vereceğim.

About the author

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.

Add Comment

Dr. Erdem Alptuna

Erdem Alptuna tıp doktoru ve üniversite doçentidir.
Dr. Alptuna, Atatürk Devrimlerine uyum sağlayarak yaşayan insanların Yaşam Biçimine ve Felsefesini inceledi ve ortaya başka bir yaşam biçimi çıktığını kavradı. Bu yeni yaşam biçimine Türklam adını yakıştırdı. Ayrıca bugüne ve dünyaya daha iyi uyum sağlayacak birkaç yeni kural daha getirdi.
Dr. Erdem Alptuna bu blog’da, bu makaleler ile Türklam Yaşam Felsefesinin kurallarını anlatıyor. Cumhuriyetin kaya gibi sağlam yaşaması için Türk, Türkçe ve Türklam’a gereksinim vardır diyor. Türklam bir din değildir. Ama benzer bir Yaşam Felsefesi ve bu felsefeden doğan bir Yaşam Biçimidir. Dr. Alptuna herkesi makaleleri sürekli okuyarak Türklam’ı öğrenmeye davet eder. Beğenenlerin de kendilerini Türklam’ım adıyla tanımlamasını önerir.
Türkiye, Türk, Türkçe ve Türklam Dr. Alptuna’ya göre Atatürk Devrimlerinin doğal sonucu, Türk Devrimlerinin en son halidir.