Ulusların nasıl bayram günleri varsa matem günleri de olabilir.
Kanımca, halkımızın gözünde iki tane matem günü veya anı olmalıdır.
Bir tanesi devletimizin ve cumhuriyetimizin kurucusu Kemal Atatürk’ün ölüm günüdür. Bu günü zaten senelerdir tanır ve saat 9.05 de 10 Kasımda bir dakika matem yaşarız.
Diğeri demokrasimizin kurucusu İsmet İnönü’nün ölüm günü olmalıdır diye düşünüyorum.
25 Aralıkta saat 16.05 de ulus, kendisine demokrasiyi armağan eden İsmet İnönü’yü anımsamalı ve en az bir matem dakikası yaşamalıdır.
İsmet İnönü hemen hemen mutlak diktatör yapısında yönetici iken kendisi muhalefet partisi kurdurmuş, seçime girmiş, kaybedince de barışçıl yolla iktidarı devretmiştir. Davranışı dünyada ilktir ve tekdir.
Hepimiz onun sayesinde demokrasi nedir, seçim nedir öğrendik; demokrasi ile yaşadık ve özgür irade ile özgür ifade yapmasını öğrendik. Bu sayede özgür dünyanın bir parçası haline gelebildik. Bu gerçeği kimse yadsıyamaz.
Ölüm günlerinde okullarda, gazetelerde, televizyonlarda bu iki büyük insan ile ilgili anılar paylaşılmalıdır, halkımız gerçekleri öğrenmeli ve saygılarını ve teşekkürlerini belirtmelidir.
Atatürk’ün yaşamı ve yaptıkları sadece bize değil birçok ulusa ışık oldu.
Atatürk’ten öğreneceğimiz çok şey var.
Türklam Atatürk’ün yaşamını ve özelliklerini öğreten ve belleten bir yaşam biçimi oluşturmanızı arzular.
Atatürk var olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti ve Türk adını kullanan halk olmazdı. Türkün adı vardı ama adını kullanmazdı. Bu coğrafyada Türk adını kullanan ne var ise Atatürk ile başlamıştır.
Atatürk yaşamasaydı Türklam doğamazdı.
İsmet İnönü olmasaydı özgür düşüncesini özgür yazısı ile yazan ve düşünen kişiler olamazdık. Doğruya doğru.
Türklam din baskısından kurtularak özgür insan yapısıyla mutlu, eşit ve zengin yaşamanızın yoludur ve bu yolu Atatürk’ün devrimleri, İnönü’nün demokrasisi sağlamıştır.