İnsanın hayal dünyası sınırlı, bilimsel atılımları ise sınırsızdır.
İnsanların geçmişte oluşturdukları ve bugünlerde de inanılan dinlerde, birden çok tanrı, özel adları ve kendilerine özgü işlevleri ile tanımlanmıştır.
Google arama motoruna girdiğinizde binlerce senedir insanların çok sayıda tanrı icat ettiklerini kolayca görür, adlarını ve özelliklerini isterseniz öğrenebilirsiniz. Sonradan gelen İbrahimi dinler diye adlandırılan tek tanrılı dinlerin, çok tanrılı dinlerin tanrılarını meleklere indirgediğini, kendi dinlerini çok sayıda ve rütbede melekler ile doldurduğunu görürsünüz ve anlarsınız ki çok tanrılı dinlerin tanrılarının görevleri, tek tanrılı dinlerde meleklere devredilmiş ki bu da insan hayal dünyasının sınırlarını gösterir.
İnsanlığın hayal dünyasının sınırlarını gösteren güzel, masalsı, çeşitli öykülerle bezenmiş hayal acunudur tanrılar ve melekler ve onlar adına konuşanlar.
Türklamda bütün bu hayal dünyası, masal dünyasının bir parçasıdır, isteyen öğrenir isteyen öğrenmez, ister ona göre yaşar ister yaşamaz ama gerçek Türklam Yaşam Biçiminin bir parçası değillerdir. Ben Türklam’ım diyebilenin parçası değildirler.
Bu tipler Türklamda yoktur ve aynen filmlerdeki Süpermen gibi hayal dünyasının, eğlence dünyasının bir bölümü olarak değerlendirilirler.
Türklam Yaşam Biçimi kanıtlanmış bilimsel bilgiler üzerine inşa edilir; var olanları değerlendirir ve ona göre yaşar.
Çok keyifli ve başarı sağlayan bir biçimdir bu çünkü insanın ayakları yere basar, öleceğinin ve bir daha yaşamayacağının bilinciyle yaşamın zevkini iyice çıkartır ama daha da önemlisi kısa yaşamında kendisine ve insanlığa yararlı işler başarmak için uğraşır.
Türklam omurgalı yaşam biçimidir, onun için hayal dünyası eğlence türüdür.